k

Kral Çıplak

1 üye
Takip
Kral Çıplak, Ama Tahtında Kral çıplak, ama tahtına kurulmuş, Altın işlemeli perdelere sarılmış. Halk fısıldar, sesler boğuk, Göz göze gelmek yasak, unutulmuş. Aynalar susmuş, dalkavuklar konuşur, Gerçek eğrilmiş, doğrular boğulur. Sarayın duvarları yalanla örülü, Kralın gözleri boşluğa vurulur. Bir çocuk var, sesi incecik, "Çıplak!" diye bağırır, korkusuz, derin. Ama rüzgâr alır sözünü götürür, Sarayda değişmez hiçbir şey yine de. Kral çıplak, ama tacı parlak, Halk suskun, fakat başı eğik. Sonsuz bir oyun, bilindik masal, Gözleri görmeyen, kulakları sağır. Spartacus
Nasıl yönetilmek istiyorsan öyle yönetilirsinin güzel bir hikaye versiyonu:)
“Sana bir öykü anlatacağım,” dedi Zedka. “Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyubun suyunu kim içerse delirecektir. Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden, delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur, uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki: ‘Gel biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz.’ Ve öyle yaparlar: Kral ile kraliçe de cinnet suyunu içip anında saçma sapan konuşmaya başlarlar. Bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onu alaşağı etmenin bir anlamı yoktur. Ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer, bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir.”
Sayfa 46·Kitabı okudu
Reklam
Ömrünü… …milleti dolandırmakla, soyup soğana çevirmekle geçiyor. Çünkü Tanrı’nın şamarından korkmaz o, bu şamarın ne kadar ağır ve ani olduğunu bilmez.
Sayfa 77