l

Latin Amerika Edebiyatı

0 üye
Tıpkı sokağın kendisi gibi Polo da kısmen güneş görüyordu ama kısmen de ıssızlığın gölgeleri içindeydi.
“Dünyanın ilk hükümdarı Adem'di, krallığına ilk geldiğinde kaderi kulağına fısıldandı; Adem, dininin birinci buyruğu budur: Bedenin bugün günah işlesin ki yarın ruhun arınsın ve ölümü yenebilesin. Bedenin yeniden diriltilmeyecek ama zevk yoluyla bedenini temizlersen, arınmış ruhun Tanrının ruhuyla bir olacak, sen Tanrı olacaksın, tıpkı Tanrı gibi senin ruhun da dünyada yaşadığın döneme ait tüm hatıraları unutacak. Ama eğer zina etmezsen kendi cehennemini boylayacaksın, bir hayvan olarak dirilecek ve insan aklına sahipken yenemediğin şeyi hayvani içgüdülerle tüketene kadar da öyle kalacaksın.”
Reklam
Fransız HaçWar’ı'nın patriğin tahtına bir orospuyu oturttukları, kutsal kadehle içki içip sarhoş oldukları, bu sırada açık saçık şiirler okudukları Ayasofya'yı zihnimde canlandırdım; Hıristiyan sütünün Kudüs Tapınağı'nı almalarını hatırladım, kutsal nefte dizlerine kadar çıkan bir kan gölünün içinde yürümüşlerdi; ama o kan imansızların kanıydı Bocanegra.
Gurur ancak aydınlanmışlara ve soylu kandan gelenlerin faydalanacağı bir ayrıcalık değil miydi?
Polo ile yaşlı kadın arasında gerçekten bir iletişim olup olmadığını kimse asla bilemeyecek ama bunun bir önemi yok zaten. Onun istediği telepatik güçlerini sınamak değil, hayal gücünün ve sinematografik anılannın bir suç katedraline, ölüm odasına çevirdiği Saint-Sulpice’ e dair tüm anılarından ve sezgilerinden kurtulmaktı. O resmi, ölümün resmini yaşlı kadına aktarmak, belki de kaderini ona devretmek içini rahatlatmıştı. Ama merak ediyordu: Gençler mi geçiriyordu ölümü yaşılılara, yoksa yaşlılar mı devrediyordu ölümü gençlere? Birkaç iyi adama göre kötülük düzensizlikte saklıydı. Böyle basit inançlar sayesinde olağanüstü hallerde, ortada huzurdan eser yokken huzur bulabiliyorlardı. Bu düşünce Polo’nun başını döndürdü: Saint-Sulpice'te amansız bir düzen hüküm sürüyordu ve orada iyilikten eser yoktu; halbuki Voltaire Rıhtımı’nda korkunç bir düzensizlik hakimdi ama yaşam,ölüm kılığına girmediyse ya da ölüm yaşama benzemediyse, kötülük mötülük yoktu.
"Fakat -ki ne ağır işler ne de üşengeçtir- bize der kı olağanüstü şeyler sırf tekrar ettikleri için olağanlaşabilir, gayet alışıldık ve sıradan olduğu düşünülen şeyler ise kısa süreliğine bile terk edilip yeniden başlasa kıyamet alameti sayılabilir:
Reklam
148 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.