Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
153 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Eleştiriye Açık-Düşünce İstemi
Mimarlık ve Felsefe, Dücane Cündioğlu'nun kaleme aldığı bu eser, farklı bir pencere sunuyor. Bildiklerim üzerine tartışma yapmamı sağlayan bir dil ve üslup ile karşılaştım. Ki onun da tam olarak istediğinin en azından kendimce bu olduğunu düşündüm. Ey talib, düşün diyor. Estetiği, kaygıyı, gözle görünen ve aradığını düşün. Bu zamana kadar bildiklerini unutmadan üstüne ekleyerek benim dile getirdiklerimi de düşün diyor. Dile getirilmeyen konulara, araştırılmayan tartışılmayan konulara değiniyor belki de. Kitaba başlarken kafamda kurduğum taslak bir senaryo vardı, mesleki açıdan okuyacağımı düşündüğüm. Ancak pek çok kesime hitap eden bir akış var. Halkın düşünmesi, akletmesi gereken hususlar içeriyor. Eleştirel yanları da yok değil ancak onun eleştirdiği kişi ve olaylar kadar, kendinin de eleştirileceğinin bilincinde kaleme aldığı yazıtı olumlu yanlarını hissederek tamamladım.
Dücane Cündioğlu
Dücane Cündioğlu
Mimarlık ve Felsefe
Mimarlık ve FelsefeDücane Cündioğlu · Kapı Yayınları · 2012284 okunma
Tine madde üzerinden varmayı benimsiyor Zumthor, "Şeylerin içinden başka yerde fikir yoktur"
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Son Ağaç Ev
"Binanın içinde yaşayan kişiler bu kıvrımlardaki işlevleri dayatmayla değil, kendi keşifleriyle fark ederler." (İsmi geçen yapı için)
İdeal; Özlenen
Yunanlar doğadan uzak yaşamadıkları için yarattıkları yapıtlarda doğa özlemine rastlanmaz. Fakat doğa insan yaşamından çıkmaya başladıkça şairin dünyasında bir ideal olarak belirlemeye başlar. *Gerçekten de o dönemin Fransa Kraliçesi hafta sonları ineklerin sağılmasını izleyebilmek için sarayın bahçesine bir köy inşa ettirmiş ve böylece Schiller'in tezini doğrulamıştır.
Sayfa 175 - Friedrich SchillerKitabı okudu
Dünya bir gösteridir
Dünya bir gösteridir, yepyeni, haz verici duyumların kaynağıdır, ya da sanat aracılığıyla, cinsel ilişki aracılığıyla, sonsuz çeşitlilikte -ama üretken olmayan- hareket imkanları aracılığıyla 'bireyselliğini' hayata geçireceği bir alandır.'' Bugün de -ayrıcalıklı sanatçılarımız, mimarlarımız, sanat hamilerimiz için- aynı durum, üstelik daha da güçlü bir şekilde, geçerli. Ama böylesi bir sanatın gerçekten özgür olduğu söylenemez,'' diye uyarıda bulunur Schapiro, '' çünkü çok dışlayıcı, çok özeldir.'' Özgür sıfatını hak etmek için, bireyselliği dışlayıcılığından, eziciliğinden, sapkınlığından arınmalıdır.''
Sayfa 60 - Sanatın Toplumsal Temelleri (1936) SchapiroKitabı okudu
Matbaa biçimi altında düşünce hiç olmadığı kadar ölümsüzdür; uçucudur, ele avuca sığmaz, tahrip edilemez. Havaya karışır. Mimarlık, devrinde, kendini dağlaştırır, bir yüzyılı ve bir yeri sıkı sıkı elinde tutardı. Şimdiyse kuş sürüsüne dönüşmekte, yedi iklim dört bucağa savrulmakta, dağılıp aynı anda havanın ve boşluğun tüm noktalarını işgal etmektedir.
Reklam
İnsan düşüncesi varlığını sürdürmek, için mimarlıktan daha kalıcı ve daha dayanıklı olmakla kalmayıp daha basit ve daha kolay da olan bir araç bulur. Mimarlık tahtından indirilir. Orpheus'un taş harflerinin yerini Gutenberg'in kurşun harfleri alacaktır. Kitap, yapıyı öldürecektir...
Toplumun bütün maddi, bütün zihinsel güçleri aynı noktaya yönelmekteydi, yani mimarlığa. Bu şekilde, Tanrı'ya kiliseler inşa etmek bahanesiyle, sanat muhteşem ölçülerde gelişiyordu.
O devirde, taşa yazılan düşünce için, tıpkı bizim bugünkü basın özgürlüğüne benzeyen bir ayrıcalık vardı: mimarlık özgürlüğü...
Kendinde Eksik olan şeyi heves edersin
Bizim güzel bulmadığımız bir nesneyi çok güzel bulan birini görünce kendimize hemen şu soruyu sormalıyız: Bu insan yaşamında ne eksik ki o böyle bir nesneyi güzel buluyor? Evet, belki biz o nesneyi hiçbir zaman güzel bulmayacağız ama bu soruyu sorarsak en azından karşımızdaki insanın nelerden yoksun olduğunu anlarız.
Sayfa 181 - Sel Yayıncılık - 11.BaskıKitabı okudu
Reklam
Kaybolan gerçek benliğimizi duvar kağıtlarında, sandelyelerde, tablolarda, sokaklarda arıyoruz. Dış görünüşleriyle bizi temsil edebilen, kimliğimizi meşrulaştıran yerlere ''yuva'' diyerek onurlandırıyoruz onları. Bir binaya yuva derken o binanın içimmizden yükselen melodiye ahenk içinde olduğunu söylemek istiyoruz. Bir havaalanını, bir kütüphaneyi, bir bahçeyi, hatta otoyol kenarındaki bir lokantayı bile yuvamız gibi görebiliyoruz. İçinde güvende olacağımız bir sığınağa gereksinimimiz var çünkü neredeyse bütün dünya bizim bağlı olduğumuz değerlere karşı. İşte bu yüzden, içinde yaşadığımız odalar farklı benlerimiz arasında en hoş olanı ortaya çıkarsın, o çok önemsediğimiz, gizli olan ortaya çıkarsın, o çok önemsediğimiz, gizli kalmış yanımızı canlı tutsun istiyoruz.
Sayfa 118 - Sel Yayıncılık - 11.BaskıKitabı okudu
Stendhal Mutluluk
''Kaç çeşit mutluluk varsa güzelliğin de o kadar çeşidi vardır.'' Bir mimari yapıtı ya da tasarımı güzel bulmak demek onun, ideallerimizin maddeleşmiş hali olduğunu ve gelişimimiz için gerekli olan bütün değerleri üzerinde topladığını düşünmek demektir.
Sayfa 114 - Sel Yayıncılık - 11.BaskıKitabı okudu
Gerçek Benim
Bağlantı kurma yeteneğimizin rahatsız edici bir yanı da vardır: Kurduğumuz bağlantılardan yola çıkarak nesneler ve binalarla ilgili keyfi bir yargıya varırırz. Onun gerçekte ne olduğu değil, bizim için ne ifade ettiği önemlidir.
Sayfa 107 - Sel Yayıncılık - 11.BaskıKitabı okudu
248 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
147 günde okudu
Mimarlık ve sanat tarihini, Dünya mimarisini harmanlamış ve araştırmaya yönelten alanımla ilgili bir başucu kitabı oldu benim için. Yazar
Steen Eiler Rasmussen
Steen Eiler Rasmussen
diyor ki “Geleceğin mimarları inşaat mühendisleri olacak..”” bunu duyunca çok şaşırdım çünkü şuan öyle değil miydi?? Eskiden estetiğe o kadar önem verirlermiş ki bir yapının bitimi yıllar alırmış, gerek dayanıklılık gerek güzellik açısından.. Günümüzde o kadar maliyetli ki insanlar göze hitap etmese de sağlam olsun uzun ömürlü olsun diyor.. Ve bir ilgimi çeken konu ise “”bunu da kitaptan öğrendim”, 2. Dünya Savaşı ile kamufle olmak adına Almanya’da tüm binalar,evler gri ve tonlarına bürünmüş(dikkat çekmemek adına) sonrasında bir ışığın,bir sesin,ritmin,orantının ve algının mimari ile bütünlüğünü anlıyorsunuz.. Mimari sanatanı severek yapan her birey okumalı.. :)
Yaşanan Mimari
Yaşanan MimariSteen Eiler Rasmussen · Remzi Kitabevi · 2020207 okunma
82 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.