m

Mimarlık Felsefe

1 üye
Burası farklı bir dünyaydı. Onların kendi dünyalarıydı. Çevrelerinde tepeler gökyüzüne doğru yükseliyor, sanki onları koruyan bir duvar oluşturuyordu. Bir korumaları daha vardı ... Aralarında dolaşıp duran mimar. Karlara tırmanan, otlu bayırlardan inen, kayalara sıçrayan, yığılı kalaslara çıkan, çizim masalarına koşan, vinçleri çalıştıran, yükselen duvarların tepesinde gezinen mimar. Bütün bunları mümkün kılan adam. Etkiyi yaratan aslında onun düşüncelerinin içeriği değil, alınan sonuçlar değil, Monadnock Vadisi'ni yaratan vizyon değil, hatta onu gerçekleştiren irade de değildi. Etkiyi yaratan, onun düşüncelerinin metodu, işlevinin kurallarıydı. Tepelerin ötesindeki dünyada işlerlikte olan metodlarla kurallar gibi değildi onunki. İşte bu tepelerde nöbet bekleyen, içerdeki savaşçıları koruyan da asıl bu kavramdı.
Roark vs Wynand
"Bundan böyle sizden isteyeceğim tüm ticari yapılan, halkın ticari yapılarda görmek istediği üslupta çizeceksiniz. Kolonyel evler, Rokoko oteller, Yarı Grek iş hanları yapacaksınız. Kendi eşsiz yeteneğinizi, insanların zevkiyle birleştireceksiniz ve bana para kazandıracaksınız. O büyük yeteneğinize boyun eğdireceksiniz. Bir yandan orijinallik, bir yandan da itaat. Buna uyum diyorlar. Ben nasıl kendi alanımda Banner'ı yarattımsa, siz de kendi alanınızda aynı şeyi yaratmış olacaksınız. Banner'ı yaratmak için yetenek gerekmiyor muydu sanıyorsunuz? İşte gelecekteki kariyeriniz böyle olacak. Ama benim için çizdiğiniz ev, tam çizdiğiniz gibi inşa edilecek. Dünya yüzündeki en son Roark Binası o olacak. Benden sonra hiç kimse, bir Roark Binası yaptıramayacak. Saraylarının mimarını iş bitiminde öldüren eski hükümdarların hikâyelerini duymuşsunuzdur. Kendi ulaştıkları görkem başkalarına da verilmesin diye. Mimarı ya öldürür ya da gözlerini kör ederlerdi. Modern yöntemler daha farklı. Bundan böyle, hayatınızın sonuna kadar, siz çoğunluğun iradesine boyun eğeceksiniz. Size haklı savlar ileri sürmeye çalışmayacağım. Ben yalnızca bir alternatif sunuyorum. Siz açık konuşmaları iyi anlayabilen bir insansınız. Elinizde basit bir seçenek var. Reddederseniz, bir daha hiçbir bina yapmayacaksınız. Kabul ederseniz, bu kadar istediğiniz bu evi yapacaksınız, daha sonra da hiç hoşunuza gitmeyen bir sürü bina yapacaksınız. Onlar da her ikimize para kazandıracak. Ömrünüzün geri kalanı boyunca, kiralık siteler kuracaksınız. Stoneridge gibi. İstediğim bu."
Reklam
Bütün iğrenç hareketlerin de kökü o değil mi? Bencillik değil, benliğin yokluğu bu. Bir bak o insanlara. Hile yapan, yalan söyleyen, ama görünüşte saygınmış gibi davranan adam. O aslında kendisinin namussuz olduğunu biliyor, ama başkaları onu namuslu sandığı için, çevreden bir saygı topluyor, oradan kendine elden düşme bir özsaygı çıkarıyor. Kendi yapmadığı bir şeyin alkışını toplayan adam. O da kendinin sıradan biri olduğunu biliyor, ama başkalarının gözünde büyük. Bir de aşağıdakilere sevgi duyduğunu söyleyip, o yeteneksizlere satılan, o yolla kendi üstünlüğünü kanıtlamaya kalkanlar var. Tek amacı para kazanmak olan adam var. Ben para kazanma arzusunda bir kötülük görüyor değilim. Ama para, yalnızca bir amaca giden araçtır. İnsan onu kendi özel bir amacı için istiyorsa, sanayiye yatırım yapmak, bir şeyler yaratmak, incelemeler yapmak, seyahat etmek, lüksün tadını çıkarmak için istiyorsa, bunda ahlakdışı bir şey yok. Ama parayı en ön plana yerleştiren insan, çok daha ileri gider. Kişisel lüks kavramı çok sınırlı bir şeydir. Onların istediğiyse gösteriş. Göstermek, şaşırtmak, eğlendirmek, etkilemek. Hep başkalarına dönük. Bunlar da elden düşmeci. Kültürel girişim dedikleri şeylere bak. Adamın biri konferans veriyor, birinden ödünç aldığı, kendisi için hiç önem taşımayan şeyler söylüyor. Dinleyenler için de önemsiz o şeyler. Ama kalkıp gitmiyorlar. Dinliyorlar. Sonradan dostlarına, ünlü birinin konferansını dinledik diyebilmek için. Hepsi elden düşmeci.
975 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ben Tek Siz Hepiniz...
Hayatın Kaynağı (The Fountainhead ) --- Ayn Rand Kitabın önsözünden - Sinan Çetin Kasım 2002 - "Türkiye’de eğer The Fountainhead iyi okunmuş olsaydı; hiçbir ideoloji aklın önüne geçmez, Türkiye inanç dolu militanların cenneti olmak yerine meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu
Hayatın Kaynağı
Hayatın KaynağıAyn Rand · Plato Film Yayınları · 20132,795 okunma
Geri19
94 öğeden 91 ile 94 arasındakiler gösteriliyor.