m

Müze

188 syf.
·
Puan vermedi
Türk Müzecilik Tarihi
Edebiyatçı kimliğiyle tanınan Hisar’ın müzecilik ile ilgili yazıları Necmettin Turinay tarafından derlenmiştir. Toplam üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümü Türk müzeciliği başlığı altında olup müzecilik tarihi, İnkılap Müzesi kurma fikri, Osman Hamdi Bey ve Halil Edhem Bey hakkındaki yazıları içermektedir. Hisar’ın müzecilik yazıları cumhuriyetin onuncu yılına tarihlenenmektedir ve bu dönemde İnkılap Müzesi kurulma fikri mevcut olup Hisar da bu komisyonda görevlidir. Diğer bölümlerde ise Boğaziçi Yalısı Müzesi fikri, Edebiyat ve Turizm, Boğaziçi yalıları ve eski köşkler, anahtarlar, kapılar, rüyalar hakkında yazılar yer almaktadır. Genel olarak bakıldığında müzecilik tarihine ilişkin yeni bilgiler öğrendiğim bu kitapta özellikle birinci bölümün Türk Müzeciliği hakkında önemli bilgiler içerdiğini düşünüyorum. Zira Hisar’ın babası Osman Hamdi Bey’in arkadaşı olup Sayda kazılarında da yardımcı olmuştur. Dolayısıyla aileler arası ilişkiler de mevcuttur ve kişisel anılar da Hisar’ın yazılarında yer almaktadır.
Türk Müzeciliği
Türk MüzeciliğiAbdülhak Şinasi Hisar · Yapı Kredi Yayınları · 201014 okunma
... Bu lahitlerin keşfi, o zaman dünyada Tutankamon'un mezarının keşfine muadil bir alaka, merak ve heyecan uyandırmış, bir nevi ilmi ihtilal ve inkılaba sebep olmuştu. “Asîr Vapuru Hümayunu" ile bu lahitlerin İstanbul'a gelişinin hikâyesi, dinlenmesi bir masal kadar tatlı vakalarla dolu bir eski zaman romanı gibi bir şeydir. Lahitleri vapura geçirmek üzere, o zamanlar pek az masrafla yapılan, sağlam birtakım iskeleler kurulmuş. Telaş içinde olan Hamdi Bey de bu muameleyi denizden takip etmek üzere bir sandala binmiş. Büyük İskender'in pamuklar içine sarılı ve bir çocuk kundağı gibi başlı, galiba on dört ton ağırlığındaki lahdini kaldırmaya hazır tertibatı, halatları, vinçleri ve yüksek vapuru görünce gözü korkmuş ve kıymetli lahdin denize düşmesi imkânını düşünüp, sandalda ayağa kalkarak, "Vazgeçtim, lahitleri nakletmeyeceğim, burada bırakacağım.." diye haykırmaya başlamış!... Onu teskin için başka çare göremeyen süvari, derhal bir halatla kendini kaydırarak lahdin üstüne inmiş ve "Korkmayın beyefendi! Bakın, ben hayalimi emniyet ediyorum! O, denize giderse ben de gideceğim!” diyerek adamlarına da “Çekin! kumandasını verip kendini zaten üstünden yukarı çektirerek hamdi beyi temin edebilmiş.
Sayfa 65
Reklam
Bizim geçmiş zamanlarımızın büyük bir kusuru ve noksanı, bu topraklarımız dünyanın en kıymetli hatıraları olan tarih ve sanat eserleri ile dolu iken, milli medeniyetimize ve sanatımıza yabancılık duyarak, onları küçümsememiz ve bu yüzden kıymetlerini göremeyerek birçoklarını kaçırmış olmamızdır. Dikkatimiz evvelce uyanmış olsaydı, dünyanın en kıymetli müzeleri bizim topraklarımızdakiler olabilecekti. Hazin ve uzun bir gafletle, dünyanın hemen bütün eski müzeleri, bilhassa Londra, Paris ve Berlin nakledilmiş olan eserler, artık bizim için telafi edilmez bir ziyandır.
Sayfa 24
Müzeyi gezmek iyi, müzelik olmak fena!
Sayfa 41 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Geç Hitit şehir krallıkları kültürünün ortak bir karakteri de Hitit hiyeroglif yazısıdır. Artık Hitit çivi yazısının kullanılmadığı bu devir kabartmalarında Hitit hiyerogliflerinin yer aldığı görülmektedir. Kargamış kabartmalarının yanısıra müzemiz salonlarında sergilenen Andaval Kabartmasında, Sultanhanı-Kayseri ve Köylütolu stellerinde bunu görmek mümkündür.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Geç Hitit sanatı taş eserlerde görülmektedir. Malatya yakınındaki Aslantepe şehrinin kapısını süsleyen kabartmalar ve iki aslan heykeli, geleneksel Hititli ögeleri yansıtan bir grup olup üzerinde Malatya Beyliği Kralı Sulumeli'nin tanrı ve tanrıçalara içki sunuşu betimlenmiştir. Aslantepe sarayının giriş kısmındaki büyük kral heykeli ise Asur etkileri gösterip, kabartmalardan daha geç bir tarihe ait olduğu anlaşılmaktadır.
Reklam
Geri16
68 öğeden 61 ile 68 arasındakiler gösteriliyor.