Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Uçurumlar var diyorum İnsanla insan arasında, kendiyle kendi arasında..
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Kendine has bilinç akışı
Kağıtlar
Kağıtlar
Nilgün Marmara
Nilgün Marmara
'nın defterleri arasına sıkıştırdığı bir dizi şiir ve prose poem şeklinde yazılan metinlerden oluşan bir derleme. Bu kitapta Marmara'nın
Daktiloya Çekilmiş Şiirler
Daktiloya Çekilmiş Şiirler
kitabındaki şiirlerin parçalarını görebiliriz. Belki de unutmamak için bir kağıda geçirdiği dizelerdi bunlar, bilemeyiz. Fakat bildiğim bir şey var ki o da bu yazılarda hem çok şey anlayıp hem bir şey anlayamamaktır. Birçoğu direkt düşünce akışı, bazıları da alıntılardan oluşuyor. Marmara'nın aklından geçenleri direkt kağıda geçirdiği bu eseri okurken gerçekten insan bir garip oluyor. Okunmasını kesinlikle tavsiye ettiğim bir kitap.
Kağıtlar
KağıtlarNilgün Marmara · Everest Yayınları · 20161,091 okunma
Reklam
120 syf.
·
Puan vermedi
Sylvia camdan atlasa sen de mi atlayacaksın?
Nilgün Marmara’yı intihar mahallesine girmeden anlatmayı dert edinen yazar anlatımında ölüm sokaklarını geçememiştir. Çünkü Nilgün Marmara o sokaklarda oynayarak büyümüştür. Anlatımda kimi zaman fazla duygu aktarımı sebebiyle kitaptan uzaklaşsam da birçok katmanı olan Nilgün Marmara’yı başka boyutlarıyla okuyucuya aktarması güzeldi. Özellikle kitapta eşinin işi sebebiyle Libya’da 16 ay geçiren Marmara, adeta steril ortamını elinde dezenfektan olmadan terk etmiş ve kendini kitaplara emanet etmiştir. Giderek yalnızlaşan Marmara “Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum, dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer... Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!” diyerek kendisine de yabancılaştığını anlatıyordu. Tüm bunlar Sylvia Plath’ı tanıdıkça mı yoksa onun müdahalesi olmadan mı oldu bilmiyorum? İkisinin yollarının kesiştiği bu kitabın sonunda Sylvia hiç sevgi göremeden giderken Nilgün sevgileri göremediği için gitti diyebilir miydik?
Nilgün Marmara
Nilgün MarmaraBetül Şükür · Destek Yayınları · 2021255 okunma
Böyle düşüş görmemiştim ölgün ve kırık çakılmış kalmıştım Gelecek zamanlı düşler çatıyordum kapladı­ğım şuncacık yerde; Bu ölçümsüz gökyüzünde...
Kendimizle oynayan güçsüz mahluklarız biz, Yaptırımla ödülü gönlümüzde barışık tutan. Mesafemiz kuyruğumuzla başı­mız arasında gider gelir, Dehşetli sevincimiz bulunca ayrıl­mazlığını yengimizle yenilgimizin. Devimimiz: Felcimizin kaynağından fışkıran, Güçsüzlüğümüz: Kıvrak istemimizin yatağı. Böylece doldururuz biz her kaygının, her doyumun kucağını...
Pembe toprak ve kayalar çığlık verdi zakkuma. Bilmedim hiç hayatın olağanlığını, Zakkumun iniltisini bir sağır kadar duydum ben de!..
Reklam
Beden Onun bedeni bir tımarhane. İçinde çok işçi, deli ve çalışkan! Onun bedeni bir kule. İçinde çok basamak, karanlık ve nemli. Güldürerek çıkarır merdivenlerden, Ağlatarak indirir aşağı! Onun bedeni bir küre. Yüzeyi çok giz, parlak ve akışkan. Döndürdükçe gösterir çarpıtmaz, Zamana saygılı ve acıyan...
Ölüm dansı söylencesi soruları ışıklandırır ve her konuşmadığımızı hep susmaklı yanıtlarımızı en gelecekte bir küçük limana dek daha ne kadar ve kim için süsleyerek, taçlandırarak, biriktirip avucumuza kapayacağımızı
Bir dönüştü tekrarlanan, Ruhlanan bardaklarda şarap tadardık, Unutanlardan değil hatırlayanlardık. Sessizce büyük kitapların Aykırı kahramanları girerdi çağrısız.
241 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.