Yorumlar ve İncelemeler
Nilgün Marmara, Ekim 1987 tarihinde, geride daktiloya çektiği şiirlerin yayınlanabileceği vasiyet ettiği bir mektup bırakarak aramızdan ayrıldı.
Daktiloya Çekilmiş, Türkçe şiirin bu ayrıksı şairinin bizzat seçip bir araya getirdiği bir toplam olarak edebiyatımızın kalıcı kitapları arasında yer alıyor.
Herkesin hemen sevebileceği şiirler değil Nilgün Marmara'nın yazdıkları. Fazla kadınsı, fazla esrik. Ölüme o kadar yaklaşıyorsunuz ki bazen, dönmesi zor oluyor dünyaya. 29'unda "Hayatın neresinden dönülse kardır" deyip intihar eden birinden bahsediyorum. Yeni türetilmiş kelimelerden geçilmiyor. Hazmedip, tekrar tekrar okumak lazım.
Tutuyorum sevi çanını ellerimde,
Vurgusu ben’e dönük, yankısı çocukluğa.
Kendi ışıltısı deviniyor kendinde katlanarak doyumu töze doğru yayılıyor başkayla aramızdaki kimsesizliğe. 
Nilgün Marmara
İnceleme değildir...
İntiharı hep çok cesurca ve bir o kadar da abes bir şey olarak görmüşümdür. Ömrümüz intihar etmek için fazla kısa. Bir insanın hayatın anlam arayışı içerisinde olması çoğu zaman kayboluşa neden olur çünkü biz ona anlam atfedene kadar hayatın hiçbir anlamı yoktur. Oturup düşünürsem hayatı kendime zehir edebilirim, dünyanın en depresif en karamsar insanını oluşturabilirim toplum da bu olanağı bana fazlasıyla sağlar;) buna rağmen yaratacağım kişilikten kendimi sorumlu tutacağım için ortaya çıkaracağım eserin en iyisi olması için uğraşmayı tercih ederim.
Nilgün Marmara'ya gelince bence zaten hassas olan kişiliğinin hayatı boyunca majör depresyonla uğraşan 
Sylvia Plath'ı genç yaşlarında,insanın bütün etkilere fazlasıyla açık olduğu bir dönemde, incelemesinin onu çok etkilediğini düşünüyorum; ya da ondan cesaret bulmuş olabilir.(intihar için) İntiharı anlamlandırmaya çalışan fakat bunu beceremeyen ben her iki kadının da intiharı üzerine daha fazla yorum yapmayacağım.
Kitaptan:"Geri dönmüyor yapraklar yerine, kapanmıyor yaralar, açık herşey bu üzüntü bedeninde, yeniden varolduğunu mu sanmalıyız yaprakların?"
Kitap beni çok etkiledi birkaç şey yazmak istedim... Hepsi bu
Gece Vururken Alnımıza Gitmeli...
"Biz rengin değil
Ara rengin peşindeyiz."
Bazı renkler solgundur. Eğer Nilgün Marmara bir renk olsaydı sanırım kahverengi olurdu. Tıpkı mevsimlerden güz olmak istediği gibi. Nilgün Marmara, Sylvia Plath ile birlikte "üstü kapalı anlatımın zirvesi" diye tabir edilen gizdökümcü tür diye bilinen akımın ülkemizdeki öncüsüdür.
❀ Yeni çiçek