Orhan Kemal edebiyatımız için çok önemli bir isim. Bursa Cezaevinde ünlü şairimiz Nâzım Hikmet ile tanıştığı zaman Nâzım, Orhan'a şiir kalemini bırakmasını düzyazıya odaklanması gerektiğini söyler. Bu iki isimi de çok seven biriyim. Ancak söylemeliyim ki Orhan Kemal'in tabii ki çok daha güzel eserleri olsa da, roman kalemi çok daha sağlam olsa da ben genel anlamda şiirlerini de beğendim. Kitabın bir kısmı da günlük sayfalarından oluşuyor, bu şekilde yazarım hayatında daha yakından bakmış oluyoruz. Orhan Kemal'i sevenlerin kesinlikle okuması gerektiğini düşünüyorum.
Orhan Kemal Müzesi... Edebiyatımızın mihenk taşlarından Orhan Kemal'in pek kıymetli oğlu Sayın Işık Öğütçü'nün kurduğu ve neslimize hediye ettiği bu müzede gezerken; fotoğrafları, eşyaları, kitapları incelerken anlıyorsunuz ki edebiyatımız bazı insanlara çok şey borçlu... Ve yine anlıyorsunuz ki "coğrafya kaderdir"...
Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında , bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi birhayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir.
Yayınlanmadan önce, çeşitli ırgat, usta, usta yardımcısını toplayarak bir gece sabaha kadar okudum onlara. Dinlediler. "Pardon" dediler."bu bu kadar olur." Bütün anlattıkların doğru. Eksik bile. Cukurova'nın bereketli topraklarında öyle işler olur ki aklın durur. Sana anlatsak, bir değil beş roman çıkarırsın...
Böyle diyor Orhan Kemal kitabın arkasında. Ben de o bölgede yaşayan biri olarak diyorum ki: Ah Orhan Kemal! Işıklar içinde uyu sen, beş değil beş yüz roman çıktı Çukurova'dan. Yaşar Kemal çıktı. İnce Memed çıktı. Ustalara saygıyla...