Orhan Kemal bir romanında bugünü anlatır adeta: "Bozuldu ağa bozuldu, dünya kökünden bozuldu. Üstüne bastığım toprak ayaklarımın altından kayıyor sanki. Bugün dünü arıyoruz, yarın da bugünü arayacağımızdan şüphen olmasın."
Adam kitaplarını satmaya karar verdi. Bütün gece yatakta döndü durdu, Bir türlü uyku tutmadı. “Kitap satmak” müthiş bir gönül rahatsızlığı içinde, Gecenin üçünü geçe dalabildi. Sabahleyin uyandığı zaman şakakları zonkluyordu. Gitti elini yüzünü yıkadı... “lakin kitap satmak” şakaklarının zonklaması bir türlü geçmiyordu. Helaya girdi çıktı, üstünü giyindi aynaya baktı, fakat kendini göremedi... “kitap satmak”saçlarını tararken tarak etine battı, canı yandı...” bununla beraber kitap satmak”
...
“Kitap sandığının başına oturdu. Onlara ne kadar yakındı! Her kitapta, onun düşüncelerinden bir şeyler… Kitapların her birinde haşiyeler, notlar, açıklamalar… Yahut kıymetli bulduğu satırların altlarındaki çizgiler…”
“İnsanlara kızmamaya alışın.
İnsanlar kızılmaya değil, acınmaya sevilmeye muhtaçtır. Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın.
kitaplar satın alın, bol bol kitap okuyun..
Benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız?
Bir insan işte…”
İnandığım doğruların adamı olduğum, böyle yaşadığım, karınca kararınca bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştığım kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.