p

Psikiyatri

1 üye
"Son birkaç bin yıllık insanlık tarihi, aslında boşluktan dolayı sıkılan, sıkıntıdan ne yapacağını şaşıran, yaşamının anlamını yitiren ve yaşamına anlam katabilmek için saçma sapan işlere girişmiş olan insanların depresyonla mücadele etme çabalarının tarihidir. İnsanlar, kendilerini rahat bir yaşama götüreceğine inandıkları yeniliklere doludizgin koşarken aslında mutsuzluğa, çaresizliğe, yalnızlığa, güçsüzlüğe ve yabancılaşmaya doludizgin götüren bir atın çaresiz sürücüsü olduklarını hiç görememişlerdir." -Mutluhan İzmir, Antidepresan Tuzağı, Hayykitap, syf: 92
Obsesif Kompulsif Bozukluk...
"... Başta obsesif kompulsif bozukluk olmak üzere, kaygı bozukluklarının nedeni genellikle beyindeki bir biyokimyasal dengesizlik değil, yeni yaşam biçimimizin getirdiği korku ve tedirginliktir. Bu yoğun kaygılar, kaygıyı oluşturan nedenin aydınlatılması ile birlikte yok olmaktadırlar. Oysa modern psikiyatri bu gibi durumlarda hemen yoğun bir antidepresan tedavisi önermekte, hatta ilaç kullanmadan obsesif kompulsif hastalığı yenmenin olanaklı olmadığını öne sürmektedir." -Mutluhan İzmir, Antidepresan Tuzağı, Hayykitap, syf: 102
Reklam
Hastalık-İlaç İlişkisi
"Bilimsellik sapkınlığı denebilecek biçimde doçent, profesör unvanlarının arkasına sığınıp güvenilirliği tartışmalı araştırma sonuçlarını kutsallaştırarak bilinçsizce, gereksiz ilaç tüketiminin artırılmasına destek olmanın bilimsel bir yanı yoktur. Tedavinin ilaç olarak somutlaşması, bilimsel bir ilerlemeyi göstermeyebilir, tam tersine büyük bir cehaletin simgesi de olabilir. Her sorunun hastalık olarak adlandırılması, hastalık-ilaç ikilisinin kafalara kazınmış olması nedeniyle, ilaç arayışını ve ilaç tüketimini artırıcı bir etkiye neden olabilmektedir. Yaşlanmak, dikkat dağınıklığı, menopoz, kolesterol yüksekliği, yas gibi sorunları, hastalık olarak görmekten çok, yaşamın doğal yüzleri olarak görebilmek, halkı gereksiz ilaç kullanımından kurtarmanın başlangıcı olabilir." -Mutluhan İzmir, Yaramaz Çocukları İlaçlamayın, Hayykitap, syf: 39
İlaç Firmaları...
"İlaç firmalarının istediği sonuçların ortaya çıkmasını sağlayacak yönde çalışmalar yapan kişiler, profesör ve doçent gibi bilimsel unvanları almalarını kolaylaştıracak yayınları diğerlerine göre daha kolay yayınlatıp unvan alabiliyorlar. Bu unvanlara bakarak ya da 'bilimsel dergilerde' ne kadar makalesi olduğuna bakarak bir hekimin bilgisini değerlendirmek, ilaç firmalarının kucağına oturmak anlamına gelmiyor mu? İlaç sever hekimleri, ilacı üreten firmaların parasını seven hekimleri öne çıkartan, onları diğerlerinden daha bilgili ve bilimsel olarak gösteren bir sistem kurulmuş tıbbi endüstri tarafından..." -Mutluhan İzmir, Yaramaz Çocukları İlaçlamayın, Hayykitap, syf: 37
İnsanın ardında basitçe bir telefon numarası bırakarak olaydan elini eteğini çekmesi kolaydı. Böyle yaparak sanki topu geri atıyordu. İster bir kartvizitle, ister yırtık bir telefon faturasının ardına yazılmış bir notla, fark etmiyordu. Aslında her zaman aynı şey söyleniyordu: Senin için elimi ateşe sokmaya hazır değilim, başının çaresine bak. Ama vicdanımı rahatlatmak için sana numaramı vereyim.
Sayfa 129Kitabı okudu
'Hafızanın kusurları, aynı zamanda onun erdemleridir'. Unutabilmek bazen büyük bir bağıştır. Bize acı veren her şeyi ilk günkü tazeliğiyle aklımızda tutuyor olsaydık, yaşayabilir miydik?
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Reklam
642 öğeden 461 ile 470 arasındakiler gösteriliyor.