Aslında insan bir hastalığı doğrudan seçmiyor ama stresi seçiyor, stres de hastalığı çağırıyor!
Sayfa 140Kitabı okuyor
Kendi alevinle yakmaya hazır olmalısın kendini: Önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki?
Zerdüşt Böyle Diyordu*
Sayfa 9Kitabı okuyor
King sever atıfta bulunmayı...
"Evsiz, diye düşündüm. Banka eve el koyacak, Gazap Üzümleri'ndeki gibi, evsiz kalacağız. "
Sayfa 20
Şimdi zihnim konuşur, sessizlik başlarsa gönül dile kavuşurdu. Bu, ayarlanması öyle zor bir hâldir ki, hassas terazi gibidir. Zaten insan beyni tüy gibi hassas değil mi? Eğer dikkatini bu hissiyatlara odaklayamazsan hayallerini kin ve intikamlar süsler. Unutma; hayalde savaş var ise gelecekte de sonsuza kadar yalnızlık hâkimdir. İdrak eder bunu dimağımız fakat nasihat değil, bir musibet bekler nefis..
Çok isteyip de kavuşamadığın şey, belki senin duanın kabulüdür.
Küçük şeyler için savaşmayı bıraktığında dünyan çok daha güzel olacak.
Daha fazlasını hak etmek için kendini sev ve kendine değer ver...
Sen hayatı seversen, hayat da seni sever.
Akıllıca güvenmek ve akıllıca sevmek güzeldir...
Bunları hayatınızdan silerseniz geriye hangi güzellik kalır ki?
Hayattan güveni ve sevgiyi silmek dünyadan güneşi silmek gibidir.
Kaygı, yıllarca biriktirdiğimiz adı konmamış, dile gelmemiş duygular birikimden ibarettir. Kaygılardan kurtulmak için biriktirme, kaçma ve susma...
Hayata olumlu bakmak ve kendine inanç, güzel bir kaderin basamaklarıdır.
Ölüm korkusu kötüdür. Fakat nefes alırken bir ölü gibi yaşamak daha da kötüdür.
Unutma, kabul ettiğimiz tüm kötü şeyler, benliğimizi öldürmek için tuttuğumuz kiralık katillerdir.
İyi hissettirmeyen bir kişiyle olan ilişkiden vazgeçmemek ve ilişkiye devam etmek, sadece seninle ilgili bir durumdur. Kendini seven ve değerli gören kişi, bir tek kendi mutluluğundan vazgeçmez.
Hayatınızın kalitesini artırmak için geçmişin yükünden kurtulmalısınız. Gerçekten hak ettiğiniz, kendinizin belirlediği hayatı mı yaşıyorsunuz yoksa yüzleşmekten kaçıp sırtınızdaki yükle şekillenen hayatı mı?