Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Ölüm korkusu kötüdür. Fakat nefes alırken bir ölü gibi yaşamak daha da kötüdür.
Unutma, kabul ettiğimiz tüm kötü şeyler, benliğimizi öldürmek için tuttuğumuz kiralık katillerdir.
Reklam
İyi hissettirmeyen bir kişiyle olan ilişkiden vazgeçmemek ve ilişkiye devam etmek, sadece seninle ilgili bir durumdur. Kendini seven ve değerli gören kişi, bir tek kendi mutluluğundan vazgeçmez.
Hayatınızın kalitesini artırmak için geçmişin yükünden kurtulmalısınız. Gerçekten hak ettiğiniz, kendinizin belirlediği hayatı mı yaşıyorsunuz yoksa yüzleşmekten kaçıp sırtınızdaki yükle şekillenen hayatı mı?
Kim ne kadar hak ediyorsa o kadar sev... Hak ettiğinden fazla sevmek, fazla vermek her zaman senin değerinden götürür.
"Nasıl olsa gitmez" diye yaptığın her şey, bir gün "keşke dönse"lere dönüşür.
Reklam
Eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul'a dönen Ezgi, ilk iş olarak Erol'dan boşanma kararı aldı. Erol, bunu beklemiyordu ama karısının gerekçesi büyüktü. "Çocuğumun kürtaj edilmesine sesin çıkmadı. Amacın benim yanımda gibi görünmek, ortayı bulmaktı. Bunu anlayabiliyordum. Eğer sen gerçekten yanımda olmuş olsaydın, o bebeğin kürtaj edilmesine izin vermezdin. Sana her dokunduğumda o bebeğe ihanet etmiş olacağım. Mutlu olmak şöyle dursun, her an acı çekeceğim. Beni bu ıstıraptan kurtar ve boşanmayı kabul et."
Sadakat gri olmaz; ya siyahtır ya da beyaz. Çok sevdiğinizi söylediğiniz birini aldatmanın, çok sevdiğinizi söylediğiniz birini dolandırmaktan bir farkı yoktur. İkisi de bir hata değil, size güvenen birinin kalbini bile bile kırmayı göze aldığınız bir seçimdir.
Neden ben devamlı temizlemeyle uğraşıyordum? Neden hep pis olduğumu düşünüyordum? Çünkü ben pis, değersiz olmasam annem beni severdi ve başkasına vermezdi. Beni bir pislikmişim gibi başından atmazdı. İşte ben anneme kızdığımı sanırken hep kendime kızdım. Anneme pislik derken kendimi pislik gördüm.
Geçmişten alacağınız dersi alın ve geçmişi öldürün çünkü geçmiş zaten ölüdür.
Reklam
Arkadaşlar, sizce güzellik nedir ve bir ölçüsü var mıdır? Derya söz aldı. "Temiz olan her şey güzeldir. Ya da, evet, kirli olan da güzeldir. Misal, heykelleri yontan ya da çamura şekil veren sanatkârlar... Kirleniyorlar ama o kirin içinden muhteşem şeyler çıkartıyorlar. Aklıma, tamirhanedeki ustalar ve çıraklar geldi de; onlar bozuk olan arabaları tamir ediyorlar. Yine güzel bir şey çıkartıyorlar. İnşaat işçileri veyahut da çöpçüler, onlar da hep elleri yüzleri kirli fakat harika işler ortaya koyuyorlar." Mehmet: "Güzellik, senin bakış açındır. Çirkin ya da kötü olana karşı senin bakış açın, o şeyi güzelleştirebilir. Tabii güzellik algısı da değişkenlik gösterebilir. Ben, bugün güzel bulduğum şeyi yarın çirkin bulabilirim. Ezgi: "O zaman diyebiliriz ki güzellik kültüre, cinsiyete, sosyal yapıya ve eğitime göre değişkenlik gösterebilir. O zaman neden dünyaca belirlenmiş beden ölçülerine sahip olmayı güzel olmak addediyoruz?" Derya: " Ezgi hanım burada etkin faktör medyadır. Dizilere, filmlere bir bakın. Hangisinde şişman bir kadın kel bir erkeğin büyük aşkı konu ediliyor? Bu durumu sindiremesek de bizim yaptığımız, sürüye uymak."
Güzellik her şeyi gizleyebilir mi? Yetersizliği, acıları, mutsuzluğu tek bir güzel beden kapatabilir mi? Ya da ne kadar kapatabilir?
Belki de canınızı en çok acıtan kişi sizin en iyi öğretmeninizdir.
Dünya çok garip değil mi? Bütün insanlar birbirini dinliyor ama anlamıyor.
İnsanı bir an olsun kendisinden uzaklaştıran ve onu bilinçaltındaki o derin dünyada yolculuğa çıkartan şeylerden insanlık her zaman keyif almıştır. Alkol de bunlardan biridir. Çok eski çağlardan beri keyif verici, yatıştırıcı, uyuşturucu ve ilaç olarak kullanılan alkol, her ne kadar böylesi etkiye sahip olsa da bağımlısı olduğu bireyin yaşam süresini kısaltmaktadır. Alkol, fazlaca tüketildiğinde gözlere bağlanan bir bant gibidir. Kişi ne önünü ne de aynadaki suretini görür. Artık bambaşka bir dünyanın içinde, başına buyruk deli tay gibi koşturup durur. Öyle ki şimdilerde alkol her yıl yaklaşık yirmi iki bin ölüme ve iki milyona yakın ölümle sonuçlanmaktadır. Alkol bağımlıları artık bu şeyden keyif almak değil, kendilerinden başka bir benlikle yüzleşmek, belki de ayıkken yapamadıklarını yapmak için alkol kullanmaya başlarlar. Belki cesaret, belki biraz duygusallık belki de manevi açlık ihtiyaçlarını dile getirmek... Sebep ne olursa olsun, alkolün kendinden geçiren o dünyasına girdikten sonra zaptı mümkün olmayan bir kişiliğe dönüştükleri ortadadır.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.