“Sonra sen gittin ve her şey bitti. Yalnız benim için değişen bir şey olmadı, hâlâ aynı şeyleri hissediyorum. Ne derler bilirsin: Vazoyu kırabilirsin, ama çiçeklerin kokusu yine de kaybolmaz…”
Sayfa 387 - Gönül kimi severse güzel o dur’un bir başka versiyonu olsa gerek. Aşk, insanın gözünü köreltir…Kitabı okudu
“Bütün ihtişamıyla Nil göründü; nehrin üzerindeki yüzen evler, dar ve dolambaçlı sokaklar, ince ve zarif minareler, uzakta Gize Piramitlerinin hayalete benzer silüeti. Gizem ve entrika dolu bir doğu şehri...”
İstanbul'a bakıyorduk denizden. Bizim istanbulumuza, çalınmış hayallerin şehrine...
Yağmalanmış mutlulukların payitahtına... Kırılmış umutların kalesine... Kederlerin kraliçesine...
Zorbalığın ele geçirdiği güzelliğe...
Sinsiliğin bayrak diktiği zarafete...
Aç gözlülüğün işgal ettiği berekete...
Kendi kanımızı sunmaktan başka çaremiz kalmayan şehrimize...
Sokağımıza, bahçemize, evimize, mezarımıza...
İstanbul'a bakıyorduk denizden.
Sisler içindeydi istanbul...
Sayfa 679 - Everest Yayınları 6. Basım Şubat 2013Kitabı okudu
Ruhun yarası hiçbir zaman tam olarak kapanmıyor. Beden daha çabuk onarıyor kendini. Kalbin attığı sürece vucud iyileşebilir. Oysa ruhun bir kez darbe aldı mı, o yara dikiş tutmuyor. Sonuna kadar kendi kendine kanamayı sürdürüyor.
Sayfa 320 - Everest Yayınları 6. Basım Şubat 2013Kitabı okudu