Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

s

Sanat ve Estetik

Onu görmüş, ama dostunu rahatsız etmemek için, görmezden gelmişti.
Çağdaş sanatın terörist bir boyutu var bana kalırsa, kendi varoluşunu ötekinin yokoluşuna sıkı sıkıya bağlaması tuhaf.
Sayfa 53 - KırmızıkediKitabı okudu
Reklam
Homo Faber, Homo Ludens, Homo Litteratus - yapan, oynayan, yazan insan Homo Militaris'e, Savaşan Insan'a karşı ne yapabilir?
Sayfa 195 - YKYKitabı okudu
Sanat eseri…duyusal bir nesne olarak, sadece duyusal kavrayış için var değildir; onun konumu öyle bir türdendir ki, duyusal olmasına karşın aynı zamanda özünde tinsel kavrayış için de vardır; tin onun tarafından etkilenmek ve onda bir doyum bulmak durumundadır.
- "Maeterlinck: “Dünyada hiçbir şey ruh kadar güzelliğe susamamıştır ve yine hiçbir şey güzellik kadar kolayca ruha sarılmaz..."
Sayfa 31 - PİNHAN Yayıncılık
Yabancı Yazarlar Evi, çağırdığı her konuk yazardan, yazabil- mişse buradayken yazmış olduğu, yoksa eski ama günışığına - Fransa'da çıkmamış bir metnini (türü ne olursa olsun) bekliyor ve onu zamanı geldiğinde çift dilde basıyor
Sayfa 75 - KırmızıkediKitabı okudu
Reklam
Karabuğday Tarlası
...Evin önünde bir tarla vardı. Bizim evle komşu köye giden yol arasında bir karabuğday tarlası uzanırdı. Hele karabuğdaylar çiçeğe durdukları zaman çok güzel olur, kar altında kalmışçasına baştan sona ak çiçeklerle kaplanırdı tarla. Tarlanın olağanüstü güzel kar görüntüsü çocukluk anılarımla ilgili en belirgin ayrıntılardandır. Ama dış mekân çekimleri için burada yer arayışına giriştiğimizde tek bir karabuğday bile göremedik çevrede; kolhozcular yıllardır yonca ve yulaf ektiklerini anlattılar burada. Kendilerine bu tarlaya bizim için karabuğday ekip ekemeyeceklerini sorduğumuzda da hemen bu tarlada karabuğday yetişemeyeceğini, çünkü toprağın karabuğday için hiç uygun olmadığını açıklamaya giriştiler. Sonunda tarlayı kiraladık, karabuğdayımızı ektik; buğdayların boylandığını gördüklerinde köylülerin düştükleri şaşkınlık da görülmeye değerdi. Başarımızın bir ön işareti olarak değerlendirdik bunu. Anılarımızın nasıl birtakım duygusal özellikleri olduğunu, onlara zamanın örtüsü altından nasıl ulaşılabileceğini ortaya seren bir durumdu... ki filmimizin anlatmasını istediğimiz şey, filmin temel düşüncesi de tam buydu.
Sayfa 137 - Agora Kitaplığı 2.BasımKitabı okudu
"Size başka bir hikâye anlatacağım, çünkü bir hikâye anlatmışsanız, anlattığınız hikâye bittiği an, daha o ulaşabileceği kulakların hepsine ulaşma zamanını bulamadan, kendi içinden bir sonrakini doğurur, hazırlar:"
Mükemmel bir yapının altı öğesini şöyle sıralar: ordinatio (düzenleme), dispositio (planlama), symmetria (simetri), eurythmia (parçaların uyumlu dağılımı, uyum), decor (süs, süsleme) ve distributio (dağıtım, dağılım).
Marcus Vitruvius Pollio'nun De architec­ tura (Mimarlık Ustüne) (M.Ö. 30-20) adlı eserinde
Musica Practica
İki müzik vardır (en azından ben hep böyle düşündüm): Din- lenen ve çalınan. Bu iki müzik birbirinden bütünüyle farklı iki sanattır, her biri kendinde tarihini, sosyolojisini, estetiğini, eroti- ğini taşır: Aynı besteci dinlendiğinde önemsiz olabilirken çalın- dığında (kötü bile çalınsa) çok büyük olabilir: Schumann gibi. Çalınan müzik pek az işitsel bir etkinliğe dayanır, özellikle ele ilişkindir (demek ki bir anlamda çok daha duyusaldır); bu, sizin ya da benim, yalnız başımıza ya da dostlar arasında, katı- lımcılardan başka dinleyici olmadan (yani her türlü yapmacık- lik riskinden, histerik istekten uzakta) çalabileceğimiz müziktir; bu kaslara ilişkin bir müziktir; onayın sadece bir kısmı işitsel duyuyla ilgilidir: Sanki beden duyar gibidir -"ruh" değil; bu müzik "yürekten" çalınmaz; piyanonun ya da nota sehpasının başındaki beden buyurur, yönetir, düzenler, okuduğunun trans- kripsiyonunu kendisi yapmak zorundadır: Ses ve anlam üretir: Yazılı mesajın ileticisidir, alıcısı, yakalayıcısı değil. Bu müzik or- tadan kalkmıştır; ilk başta işsiz güçsüz sınıfa (aristokrasi) bağlı olduğundan burjuva demokrasisinin ortaya çıkışıyla birlikte ya- vanlaşarak dünyevi bir ayine dönüştü (piyano, genç kız, salon, noktürn); daha sonraysa silindi (bugün kim piyano çalıyor?).
Sayfa 235 - YKYKitabı okudu
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.