s
Sanat ve Estetik
Doğu'ya özgü öğelerle karışmış olan Dionysos kültü, bilin- diği gibi, tanrının gerçekten ruhu ele geçirilmiş kortejinin (maiyetinin) danslarını içerir ve bu, Dionysos'un alayının simgesidir. Dithyrambosun dönerek yapılan dansı, tanrısal mania'nın pençe- sindeki ele geçirilmiş bedenlerin beraberce dönmelerine çıkış noktası olacaktır. Bu defa Doğu'daki ve İslam dininde son yüzyılda hâlâ geçerli olan başka âdetlerden bilindiği üzere, dönerek yapılan bu danslar, kolektif histerinin aynı zamanda hem ifade edilmesi hem de kovulmasıdır.
Sayfa 66 - YKYKitabı okudu
Katharsis
Dionysos kültü ile bu üç tür arasındaki ilişki daha çok fiziksel nitelikte olacaktır; bu bağ, ruhun ele geçirilmesi, ya da daha açık söylemek gerekirse, (teatral davranışlarla olan mizaçsal bağı bilinen) histeridir; söz konusu dans da aynı zamanda hem tatmin olmayı hem de kurtulmayı içinde barındırır. Teatral katharsis kavramını belki de bu
Sayfa 67 - YKYKitabı okudu
Sanatçının ahlakı yoktur, ama bir ahlaklılığı vardır.
Sayfa 159 - YKYKitabı okudu
Dionysos kültü, İÖ 7. yüzyılın sonuna doğru, Dorlara ait top- raklarda, özellikle Korint ve Sikyon bölgesinde, çok verimli, yarı-dinsel, yarı-yazınsal, koro ve danslardan oluşan bir tür olan dithyrambosu üretmişti. Bu dithyrambos, iÖ 550 yıllarında, Attika'da, köy köy gezerek gösteriler yapan ve malzemelerini at arabasıyla taşıyıp korosunu köy ahalisinden oluşturan lirik şair Thespis tarafından başlatılmıştı. Bazılarına göre, oyuncu öğesini kazandırarak tragedyayı yaratan Thespis olmuştur; bazıları ise, tragedyayı yaratanın Thespis'in izinden giden Phrynikos oldu- ğuna inanır. Bu yeni drama türü, kentte çabucak kabul görür; tam anlamıyla kente ait bir kurum olan yarışma, bu türü devlet korumasına alır. Atina'da ilk tragedya yarışması İÖ 538 yılında, şenlikler ve dinler üzerindeki baskısını çeşitlendirmek isteyen Pisisratos'un yönetiminde yapılmıştı.
Sayfa 59 - YKYKitabı okudu
Antik Yunan tiyatrosu esasen şenlikvari bir tiyatrodur. Bu
tiyatroyu ortaya çıkaran şenlik yılda bir yapılır ve günler sürerdi. Böyle bir törenin görkemi ve süresi, iki sonucu beraberinde getirir; öncelikle bir ara verme, zamanı askıya alma söz konusuydu; antik Yunanların hafta sonu tatili yapmadıkları bilinir (bu, bir Yahudi geleneğidir); yalnızca, hayli çok sayıda olan dinsel şenlikler vesilesiyle tatil yaparlardı. Çalışma gününün bitmesiyle bağlantılı olarak, tiyatro başka bir zaman kuruyordu ve bu za- man mitlere ve inanca aitti; bu zaman, boş vakit gibi değil, başka bir hayat gibi yaşanabilirdi; çünkü askıya alınmış bu zaman, kendi süresinden dolayı, doygun bir zaman haline geliyordu.
Sayfa 71 - YKYKitabı okudu
Antik Yunan tiyatrosu, zenginler tarafından fakirlere kanunen sunulmuş bir tiyatroydu. Choregos kurumu bir litürjiydi, bir kamu göreviydi, yani Devlet'in zengin vatandaşlara yüklediği resmi bir zorunluluktu;
İlke olarak, tiyatroya giriş tüm vatandaşlar için ücretsizdi.
Sayfa 68 - YKYKitabı okudu
Non multa sed multum
Az olsun, öz olsun
Sayfa 144 - YKYKitabı okudu
Gerçekten de, bir sanat ya- pıtını bitirmek (Cézanne hiçbir resmini bitiremediğini, onları bıraktığını söylermiş yakınlarına), hele sözkonusu bir yontuysa, hayli titiz bir seçim zinciri gerektiriyor
Sayfa 147 - YKYKitabı okudu
Aralık 2013 ( Altı Ay Sonra )
Resimde, sinemada hatta roman ve televizyon dizilerinde bile en ufak estetik kusurlara karşı hassas.
Sayfa 190 - Can YayınlarıKitabı okudu
Tekrar, kültürün bir özelliğidir. Söylemek istediğim, kültüre rin belli bir tipolojisini önermek için tekrardan yararlanılabilir. Popüler ya da Avrupa-dışı kültürler (bir etnografyadan kaynak lanarak) bunu kabul eder ve bundan anlam ve haz çıkarır (bu- gün için, minimalist müziği ve diskoyu düşünmek yeterlidir); Doğu'nun bilge kültürü bunu kabul etmez (buna, barok dönemde tahmin ettiğimizden daha fazla başvurmuş olmasına karuni Pop Art ise göz alıcı bir biçimde tekrar eder; Warhol birbirinin aynı resimlerden oluşmuş (White burning Car Twice) ya da bazı çok hafif renk değişkenlikleri olan resimlerden oluşmuş (Fl wers, Marilyn) diziler öne sürer.
Sayfa 184 - YKYKitabı okudu