Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Yediyi biraz geçe kuledeki çanlar filmlerin sansüre göre sınıflandırılmasını bildirilmek için çaldı.
Duvar 90
"Duvar 90%, Pink Floyd'un "Duvar" ile karşılaştırmak daha da acı bir sonuç veriyor aslında. Müziğiyle, sözüyle, görüntüle 1977'nin "Duvar", rock'un muhalif gücünü ve bu gücün güçlü es sini simgeliyordu. Waters, "Duvar 90'da, bunu başaramadı. Çünkü, zaten yıkılmış bir duvardan yola çıkmıştı. Ve bu duvarı yıkan, herhalde daha yıkmas gereken başka duvarları da olan Batı dünyası değil, kim ne derse de sin, Gorbi'ydi bence. "Roger Waters Show". yedeğinde Jonathan Park, Marianne Faithfull, Albert Finney gibi ağır toplarla da güçlenerek, büyüleyici bir gösteri olayı gerçekleştirdi şüphesiz. Wo odstock ve Pink Floyd'un ehlileştirilmiş, dönüştürücü gücü jelatinle kaplanmış, muhalif yanı hadim edilmiş bir son provasıydı oysa. In san. "Duvar 90 in rock'un son kuğu şarkısı olmasından korkuyor. Burada. Türkiyede ise, son sözü bir kez daha TRT aldı: Sonsuz vehmi, doymak bilmeyen korkusu ve denetleme hırsı ile bir günlük gecikmeyle, banttan verdi "Duvar 90"ı. Bizim orada o an olmamızı engelledi TRT, Bu kurumun işlevi bize onca ülkeden geride olduğumuzu, gecikmeye yargılı olduğumuzu kanıtlamak sanki. "Duvar 90", zaten yıktıkları bir duvarın simgesi yakmayı üstlendiği için, özgür dünyanın gerisindeydi. TRT, o bir günlük gecikmeyle, bizim ilerimizde durduğunu, yıkmamız gereken duvarların çokluğunu simgelediğini hatırlatmayı başardı - teşekkürü borç biliriz.
Sayfa 161 - Kırmızı, 2013Kitabı okudu
Reklam
"Kendileri susa susa , sessizliği zorla kabul ettiren suskunluklardır bunlar. Sansür..!"
Vesselam.
İnstagram hesabımız birilerine verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı yirmidört saat içinde kapatılacakmış, Allah'ın ayetleri, Resûlullah'ın hadisleri ve bu yolu ömürlerine yol edinmiş isimlerin sözleri konuşmaları, Türkiyenin milli menfaatini savunucu paylaşımlar, her kime nasıl bir rahatsızlık vermişse Allah rızası için verdiğimiz rahatsızlıktan hiçbir çekincemiz yoktur. Niyetimize Rabbimiz şahittir. İslamdan rahatsız olanlara verdiğimiz rahatsızlığa çapımız, sesimizin kuvvetince devam edeceğiz.
Alp Eren YILDIRIM
Alp Eren YILDIRIM
Abdülhamit mutlakiyeti
Bu dönemde sansür ve "zararlı yayınlar"ın yakılması işi Encümen-i Teftiş ve Muayene adlı bir kurula verildi (1881). Gazete ve dergilerin sansürü ise Matbuat Müdürlüğü'ndeki bir kurula verilmişti (1878). Gazetelerin uymaları gereken esasları bunları bildiren 9 maddelik gizli yönetmelikte, her şeyden önce padişahın sağlığı, ürün durumu, ticaret ve sanayinin ilerlemesi üzerine haberler verilmesi isteniyor; "şahsiyata" ilişkin yazıların, şikayet dilekçelerinin, "Ermenistan" sözcüğünün, yabancı hükümdarlara karşı yapılan gösteri ve suikastların yayınlanması ve bu yönetmelikten gazetelerde söz edilmesi yasaklanıyordu. Uygulamada yasaklanan sözcüklerin listesi hayli uzundur. Bir fikir vermek için şunlar anılabilir: Girit, Makedonya, Kanun-ı Esasî, hukuk-ı millet, ıslahat, hürriyet, müsavat, vatan, cumhuriyet, bomba, dinamit, millet, zulüm, adalet, deli ve birader (Sultan Murat'ı akla getirdiğinden), hasta ("hasta adam"), yıldız, tepe (Saray'ı akla getirdiğinden), sakal, boya ve burun (padişahın boyalı sakalı ve burnu, bu yüzden coğrafyadaki "burun" sözcüğü yerine "çıkıntı" kullanıldı), Reşat (Neş'et adıyla anıldılar), suda eritmek anlamına gelen halletmek (tahttan indirmek anlamına gelen hal' etmek fiiliyle benzeştiğinden), tahtakurusu ("tahtın kurusun" dileğini ses bakımından çağrıştırdığından) vb.
Sayfa 162 - Yapı Kredi Yayınları, CogitoKitabı okudu
36 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.