Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Abdülhamit mutlakiyeti
Bu dönemde sansür ve "zararlı yayınlar"ın yakılması işi Encümen-i Teftiş ve Muayene adlı bir kurula verildi (1881). Gazete ve dergilerin sansürü ise Matbuat Müdürlüğü'ndeki bir kurula verilmişti (1878). Gazetelerin uymaları gereken esasları bunları bildiren 9 maddelik gizli yönetmelikte, her şeyden önce padişahın sağlığı, ürün durumu, ticaret ve sanayinin ilerlemesi üzerine haberler verilmesi isteniyor; "şahsiyata" ilişkin yazıların, şikayet dilekçelerinin, "Ermenistan" sözcüğünün, yabancı hükümdarlara karşı yapılan gösteri ve suikastların yayınlanması ve bu yönetmelikten gazetelerde söz edilmesi yasaklanıyordu. Uygulamada yasaklanan sözcüklerin listesi hayli uzundur. Bir fikir vermek için şunlar anılabilir: Girit, Makedonya, Kanun-ı Esasî, hukuk-ı millet, ıslahat, hürriyet, müsavat, vatan, cumhuriyet, bomba, dinamit, millet, zulüm, adalet, deli ve birader (Sultan Murat'ı akla getirdiğinden), hasta ("hasta adam"), yıldız, tepe (Saray'ı akla getirdiğinden), sakal, boya ve burun (padişahın boyalı sakalı ve burnu, bu yüzden coğrafyadaki "burun" sözcüğü yerine "çıkıntı" kullanıldı), Reşat (Neş'et adıyla anıldılar), suda eritmek anlamına gelen halletmek (tahttan indirmek anlamına gelen hal' etmek fiiliyle benzeştiğinden), tahtakurusu ("tahtın kurusun" dileğini ses bakımından çağrıştırdığından) vb.
Sayfa 162 - Yapı Kredi Yayınları, CogitoKitabı okudu
Vesselam.
İnstagram hesabımız birilerine verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı yirmidört saat içinde kapatılacakmış, Allah'ın ayetleri, Resûlullah'ın hadisleri ve bu yolu ömürlerine yol edinmiş isimlerin sözleri konuşmaları, Türkiyenin milli menfaatini savunucu paylaşımlar, her kime nasıl bir rahatsızlık vermişse Allah rızası için verdiğimiz rahatsızlıktan hiçbir çekincemiz yoktur. Niyetimize Rabbimiz şahittir. İslamdan rahatsız olanlara verdiğimiz rahatsızlığa çapımız, sesimizin kuvvetince devam edeceğiz.
Alp Eren YILDIRIM
Alp Eren YILDIRIM
Reklam
"Kendileri susa susa , sessizliği zorla kabul ettiren suskunluklardır bunlar. Sansür..!"
Duvar 90
"Duvar 90%, Pink Floyd'un "Duvar" ile karşılaştırmak daha da acı bir sonuç veriyor aslında. Müziğiyle, sözüyle, görüntüle 1977'nin "Duvar", rock'un muhalif gücünü ve bu gücün güçlü es sini simgeliyordu. Waters, "Duvar 90'da, bunu başaramadı. Çünkü, zaten yıkılmış bir duvardan yola çıkmıştı. Ve bu duvarı yıkan, herhalde daha yıkmas gereken başka duvarları da olan Batı dünyası değil, kim ne derse de sin, Gorbi'ydi bence. "Roger Waters Show". yedeğinde Jonathan Park, Marianne Faithfull, Albert Finney gibi ağır toplarla da güçlenerek, büyüleyici bir gösteri olayı gerçekleştirdi şüphesiz. Wo odstock ve Pink Floyd'un ehlileştirilmiş, dönüştürücü gücü jelatinle kaplanmış, muhalif yanı hadim edilmiş bir son provasıydı oysa. In san. "Duvar 90 in rock'un son kuğu şarkısı olmasından korkuyor. Burada. Türkiyede ise, son sözü bir kez daha TRT aldı: Sonsuz vehmi, doymak bilmeyen korkusu ve denetleme hırsı ile bir günlük gecikmeyle, banttan verdi "Duvar 90"ı. Bizim orada o an olmamızı engelledi TRT, Bu kurumun işlevi bize onca ülkeden geride olduğumuzu, gecikmeye yargılı olduğumuzu kanıtlamak sanki. "Duvar 90", zaten yıktıkları bir duvarın simgesi yakmayı üstlendiği için, özgür dünyanın gerisindeydi. TRT, o bir günlük gecikmeyle, bizim ilerimizde durduğunu, yıkmamız gereken duvarların çokluğunu simgelediğini hatırlatmayı başardı - teşekkürü borç biliriz.
Sayfa 161 - Kırmızı, 2013Kitabı okudu
Yediyi biraz geçe kuledeki çanlar filmlerin sansüre göre sınıflandırılmasını bildirilmek için çaldı.
Kitap özgürlüktür.
Sudan bir sebepten kitap sitelerine erişimin engellendiği bu gündemde, Fahrenheit 451'i hatırlamakta yarar var.
Gizem Çetin

Gizem Çetin

@acimatriyarka
·
06 Mayıs 2021 21:12
Kitap saklamanın yasak olduğunu düşünün. Eğer komşularınız evinizde kitap görürse ihbar ediyor ve itfaiyeciler gelip kitaplarınızı yakıyor. "Durup düşünmenin" dahi yasak olduğunu hayal edin. Yolda bile düşük hızla giden otomobillere ceza yazıldığı, hayatın sürekli değişen renkler, suni gündemler ve oyalanmalarla akıp gittiği; oturma
Reklam
İyi ki Ortaçağda Değiliz - Evrim Kuran (1/2)
"Ben mermerin içinde bir melek gördüm, onu özgür bırakana kadar yontmaya devam ettim" der büyük heykeltıraş Michelangelo. Vasata tamah edenler mermerleri cilalarken, kendi içini kazanlar bilir bunu. Bedeldir bu. Fikirde, duyguda, eylemde özgür kalabilmenin bedeli. Kısa bir süre önce memlekette ödenecek bedellere bir yenisi daha eklendi.
İyi ki Ortaçağda Değiliz - Evrim Kuran (2/2)
Düşünün ki, pandeminin bitmediğini, devam ettiğini veriyle ortaya koyan Türkiye Tabipler Birliği'nin Sağlık Bakanlığı'nı halk sağlığını gözetmeye, bilimsel ve gerçekçi sorumlulukla hareket etmeye davet etmesine yönelik açıklamaları bu kapsamda suç sayılabilecek ve TTB üyeleri bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabilecek. Bu bilgiyi haberleştiren gazeteci de, haberi sosyal medyada paylaşan vatandaş da aynı kapsamda yargılanabilecek. Düşünün ki, 41 maden emekçisini kaybettiğimiz Bartın faciasındaki ihmalleri sorgulamak, fıtrat değil, kader değil ihmal demek suç konusu sayılabilecek. Hatta bunu etiket haline getirip sosyal medyada toplu olarak paylaşılmak 'örgütlü suç' da sayılabilecek. Düşünün ki, halkı paniğe sevk ettiğim suçlamasıyla kalmamak için ben bir araştırmacı olarak size Türkiye'nin gençlerinin dertlerini anlatamayabileceğim. TÜİK'in genç işsizliği verilerini sorgulayamayabileceğim. Tüm kalbimle inandığım halde "kadın cinayetleri politiktir" diyemeyebileceğim. Bir süredir sansür yasalaşırsa dezenformasyon ne demek asıl o zaman göreceğiz endişesi taşımaktaydım. İşte o zaman geldi. Göz göre göre geldi. Sansür sebepse, dezenformasyon sonuçtur.
Bavul Dergisi - Sayı 86 (Kasım 2022)
Bavul Dergisi - Sayı 86 (Kasım 2022)
Evrim Kuran
Evrim Kuran
Kuçors Sinema Akademisi
En büyük sansür bu değil mi? Zorla değil gibi görünen zorlama.
Sayfa 15 - 2022/42Kitabı okudu
"Sürdürülebilir olmak içün, susturulabilir bir medya lüzumludur."
Sayfa 4 - Atilla AtalayKitabı okudu
Reklam
"Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu, bu kitapta Atatürk'ün düşünce ve görüşlerine uyguladığı sansürle Atatürk'e karşı suç işlemiştir. Bu suç, tarafımızdan ilgili makamlara ve Atatürk'ün kurduğu, ilk başkanlığını yaptığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına da duyurulacak ve yasal işlemlere geçilmesi istenecektir. Türk Tarih Kurumu, Atatürk'ün 'Medenî Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları' kitabına uyguladığı çağdışı sansürden; özellikle Gazi Mustafa Kemal'in din konusundaki düşüncelerine; en kısa zamanda dönmeli, nesnel bilimsellik ölçüleri içinde kitabı yayından kaldırmalı ya da yeniden, Türk ulusundan özür dileyerek yayınlamalıdır. Bu sorumluluk, Atatürk'ün kurduğu Türk Tarih Kurumu yöneticilerine düşen tarihsel bir görevdir."
Sayfa 20 - Örgün Yayınevi, Nurer UĞURLU (önsöz)Kitabı okudu
"Müstehcen kitaplar akademinin dışına yayılıp geniş bir okur kitlesine seslenmeye başladığında, yetkililer bir şeyler yapmak gerektiğine karar verdiler. Öncelikle matbaanın tehlikesi seksten ziyade din ve iktidarla ilintiliydi. 16. yüzyılın ortasında cinsel sansürün ciddiyetle işe koyulduğu sıralarda Katolik Kilisesi çok hassas bir durumdaydı."
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.