Birine güzel bir şey söylediğimiz zaman ölmüyorsunuz, ama o yeniden doğmuş olabiliyor. Kötü bir şey söylediğinizde göğe ermiyorsunuz, ama o yerin dibine geçebiliyor. Kısaca özetlemek gerekirse, nezaket kimseden bir şey eksiltmiyor, üstelik çok şey kazandırıyor.
İstediğini bulamamış ancak insanın nezakete bir ömür adamasının şart olduğunu, nazik olmayı öğrenebilmesi için nezaket dolu bir yaşam sürmesi gerektiğini öğrenmişti.
karşılıklı iletişimde nezaketini yitirmeden ve saygıda kusur etmeden konuşmak ne büyük incelik. herkese karşı yapılması gereken ama sürekli unutulan davranış. her zaman söylerim, nezaketin cinsiyeti yoktur. ve bir insana saygı duymayı bilmeyenin en başta kendisine saygısı yoktur...
"Tavırları da eski nezaket kuralları dâhilinde ve biraz abartılıydı, örneğin en küçük çocuklara bile 'bey' , 'hanım' biçiminde hitap etmeyi alışkanlık haline getirmişti."
-Neden sormuyorsun ?
-Anlatmak isteseydin anlatırdın. Seni sıkmak istemedim.
-Merak etmiyor musun?
-Ediyorum hemde çok ama sana olan saygım merakımın önüne geçiyor.
"Nazik, gözlerini okuyan ve gülümserken aşağıya bakan kişidir. Nazik, size kelimelerle dokunan kişidir. Güçlü bir şekilde nazik olanı seviyorum."
- Edoardo Mea
Dinlerim !
Kimi kişinin derdini bilirim ama, kendine "Saygı duyar dinlerim.
Kimisini sever dinlerim.
Bazısını Nezaketen dinlerim.
Bazılarında Ne zaman yorulup " "Susacak" diye dinlerim... :)
Ama Nihayetinde dinlerim "İşitmem"