Evet, yoldaşlar! Nedir hayatımızın esası? Gelin yüzleşelim bununla: Kısa hayatlarımız sefillik ve meşakkatten ibaret. Doğduk doğalı bize ancak hayatta kalmaya yetecek kadar yiyecek verdiler, gücü yetenleri tükenene kadar çalıştırdılar; artık işe yaramadığımız anlaşılınca da hunharca boğazladılar bizi. İngiltere'deki hayvanların hiçbiri özgür değildir. işte çıplak gerçek: Bir hayvanın hayatı ancak sefillik ve kölelikten ibarettir.
-Söylediklerini anlıyor musun, diye sordu Stephen. -Fransızca mı konuştuğumuz beyim, dedi yaşlı kadın, Haines’e.
Haines, ilgiyle kadına bu kez daha uzun bir şeyler söyledi.
-İrlanda dili, dedi Buck Milligan, Galce bilir misin?
-İrlandaca olduğunu anlamıştım, dedi kadın. Siz batılı mısınız, beyim?
- Ben İngiliz’im yanıtını verdi Haines.
- İngiliz o, dedi Buck Milligan, İrlanda’da İrlanda dilini konuşmamız gerektiği kanısında kendisi.
-Bence de doğrusu bu, dedi yaşlı kadın. Ben kendim İrlandaca bilmediğime utanıyorum. Çok güzel bir dilmiş bilenlerin söylediğine göre.
-Çok güzel de laf mı, dedi Buck Milligan. Harika demek lazım. Çaylarımızı tazelesene, Kinch. Sen de ister misin, teyze?
Misyonerler geldiklerinde bizim topraklarimız onların incilleri vardı.
Gözlerimizi kapatıp dua etmeyi öğrettiler; gözlerimizi açtığımızda
onların toprakları bizimse İncillerimiz vardı.
Jomo Kenyatta