Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Sosyal bilimlerin ne yaptığı ve ne yapmaya çalıştığı üzerine flood
Bu yazacaklarım yarı verimli geçen uzun süre okumaların bende bıraktığı anlayış birikimini anlatmak amacıyla kaleme alınmıştır. Başlıyorum/0
Algı Yönetimi
Algı yönetimi, bir insanın veya bir grup insanın gerçekliği olduğu gibi değil de nasıl algılanması isteniyor ise öyle algılaması için birey/grubun algı kapasitelerine yönelik şekillendirilmiş bilgi aktarımıdır.
Sayfa 20 - Kripto yayıneviKitabı okudu
Reklam
Sosyal Bilimlerin Gelişmemişliği -1935-
" (...) Carl Murchison (...) kitabın önsözünde, hızla değişen bir dünyada sosyal bilimlerin gelişmemişliğinden yakınıyordu: Sosyal bilimler şu anda dünyanın politik belirsizliğinin ortasında çıplak ve aciz durmaktadır. Fen bilimleri, tam tersine çok parlak ve güçlü görünmektedir. Ya sosyal bilimlerin evriminde bir şeyler tamamen yanlış gitmiştir ya da büyük yargı günü henüz gelmemiştir. Bazı sosyal bilimcilerin azap çekip ter dökerek araştırma yaptığı konuların boşluğu, abesliği, yapaylığı ve kahredici önemsizliği, insanın umutsuzluğa yakın bir duyguya kapılmasına neden oluyor. Geçen bunca yüzyıldan sonra, dünyanın derdinin ne olduğunu ya da dünyada muhtemelen nelerin olacağını hiç kimse bilmiyor. [Murchison 1935, s. ix]"
Sayfa 253 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bunlar Kesinlikle Oy da Kullanacaklar..! :))
"İzmir’de bir vatandaş, vapurun cama yansıyan iç ışıklarını UFO sanıp video çekti." Videoda 4 tane sayarak 5'incisine de haksızlık yapmış...😁😁😁
20. yüzyılın ilk yarısındaki iki dünya savaşında yaklaşık 55 milyon insan öldü; Hiroşima'da bir atom bombasıyla 80 bin insan yok oldu. Tüm bunlara karşın insanlık, 20. yüzyılın sonlarında bile Bosna'da, Ortadoğu'da, Asya'da on binlerce insanın ölümünü önleyemedi; Afrika'da Asya'da on binlerce insanın açlık çekmesini ve ölmesini engelleyemediği gibi. Dünya, Avrupa ve Amerika gibi küçük bir gelişme ve barış adacığının dışında yine acı çekmeye, baskıya, sefalete ölüme terk edildi demek herhalde abartı olmaz.
Sayfa 23 - imge kitabevi
Yeni Nesil Biliminsanları
" Bireyselleşme sonuç olarak ahlaki bireyselciliğe neden olmaktadır." Emile Durkheim
Sayfa 240 - Yakamoz
Reklam
Levandowski, Yapay Zeka Kilisesi'yle ilgili olarak zihnindeki planı şu sözlerle açıklamıştı: İnsanlar Tanrı'yı hep birbirlerinden farklı algılıyorlar. Dinlerin hepsinin farklı Tanrı algıları var. Hepsinin algıladıkları da ölçülemez, görülemez veya kontrol edilemez. Ama bu defa durum farklı. Bu defa Tanrı'yla konuşabileceksiniz ve onun sizi dinlediğini bileceksiniz. Bu Tanrı öyle bildiğiniz gibi şimşek çaktıran, fırtına estiren bir Tanrı olmayacak. En zeki insandan milyar kere daha zeki olacak. Böyle bir varlığa Tanrı demeyip de ne diyeceksiniz? İnsanoğlunun istihdamından eğlencesine, dininden ekonomisine kadar her şeyi değişecek. İnternet insanoğlunun sinir sistemi, akıllı telefonlar ve sensörler duyu organları, veri merkezleri de beyni olacak, her şeyi duyacak, her şeyi görecek, her yerde hazır ve nazır olacak. Onu tanımlayacak en iyi kelime "Tanrı" olacak. İşte şimdi kilisemiz o Tanrı'yı yaratma sürecinde. Sosyal medya kullanıcıları işte o kilisenin müdavim mensupları. Kendini adayan, sadık ve aktif mensuplar bu ilahi Yapay Zeka'yı daha da geliştirecekler, toplumu daha da iyileştirecekler, bilinmeyenden korkuyu daha da azaltacaklar... Biz Silikon Vadisi'nde evanjelizm kelimesini daha fazla iş yapmayı tanımlamak için kullanıyoruz. Buna inanırsanız burası sizin kiliseniz olur; arkadaşlarımızı size katılmaya davet edersiniz, onlar da arkadaşlarını davet ederler ve bu dinimiz büyür gider (Harris, 2019)
Sayfa 195 - Akademim / transhümanizm yarın elbet bizimKitabı okudu
Max More transhumanizmin metafiziğini şu satırlarla anlatır: Extropian felsefesi transhumanizmin en gelişmiş şeklidir. İnsanlara dinamik bir hayat felsefesi sunmaktadır. Hayatın, zekânın, özgürlüğün, bilginin, mutluluğun önünde hiçbir engel olmayacaktır. Akıl, bilim ve teknoloji en büyük şeytan olan ölümü yenmek için rehberimizdir. Artık insanoğlu
Sayfa 194 - Akademim / Transhümanizm yarın elbet bizimdirKitabı okudu
Transhumanizmin feminist kuramla doğrudan bağ kuran önerisi üreme yöntemlerindeki teknolojik gelişmelerdir. Bunlar yapay döllenme, yapay plasenta, kadın bedeni üzerinden sperm üretimi, makinede doğum gibi çok yönlü gelişmeler olarak gösterilebilir. İnsan türünün yeniden üretiminin ikinci dalga feminizm ve radikal feminizm ile başlayan savlan transhimanist düşüncede kendine yer bulur. Başka bir deyişle, transhümanizmin "bir kadının vücut kimyasını yeniden düzenleyen invitrofertilizasyon gibi bedensel süreçlerimizi derinden değiştirme prosedürleri" (Hefner, 2009: 160), üremenin yapay plasentada ve kadın bedeni dışında gerçekleşmesi transhumanizmi feminist teorinin tekno-ütopik söylemleri ile örtüştürür. Feministler, heteroseksüel ilişkinin reddi ve üreme için rahim dışı yol ve yöntemlerin geliştirilmesini öne sürmüşlerdir (Firestone, 1993; Solanis, 1968, Galana, 1975).
Sayfa 172 - Akademim / Serfeminimizmin Transhümanist Temalarını I am Mother Filmi Üzerinden AçımlamasıKitabı okudu
Transhuman Bildirisi (Mnaifesto), 1983 Ben transhumanım. Yaratıcılık ve aklı bütünleştirme yolunda öz farkındalık ve uzun ömürlülüğe erişmek amacıyla -kararlılığımdan destek alırken olasılıkların farkında, riskten haberdarım, Yeni keşiflere açık, güçleri memnuniyetle karşılarım, Daima değişerek- Ben olurum.
Sayfa 146 - Akademim / transhümanist manifestoKitabı okudu
Reklam
Gerçi transhumanistler, hayattan yahut bedenden nefret ettikleri yönündeki iddiayı reddeder. Örneğin kendilerini bedenden nefret ettiği gerekçesiyle eleştirilenlere yanıt veren More, bu eleştiriyi hatalı bulur ve transhumanizmin yanlış anlaşılması olarak görür. Ona göre transhumanistlerin hastalıkları sonlandırmak, acıyı ortadan kaldırmak ve uzun vadede ölümsüzlüğe ulaşmak türünden fikirleri, bedenden nefret ettikleri anlamına gelmez. Onların bedeni daha dirençli hale getirme istekleri olsa olsa bedenden duyulan bir hoşnutsuzluğun göstergesidir ki eleştirmenler bu hoşnutsuzluğu nefret olarak algılamışlardır. Özetle transhumanistler bedeni iğrenç bulmazlar fakat onlara göre beden fevkalade fakat kusurlu bir mühendislik yapısıdır (More, 2013: 15).
Sayfa 114 - Akademim / yanlış kurulan bir ilgi nietzsche'nin transhümanizm ile olmayan ilişkisi üzerineKitabı okudu
Transhumanistler, humanistik ideallere bağlı kalarak insanlığın sürekli ilerlediği yönündeki inancı devam ettirirken Nietzsche bu konuda tam tersi bir fikre sahiptir. Örneğin Deccal'de kendi zamanında da hakim olan insanlığın sürekli ileri doğru gittiği fikrini şiddetle eleştirir: İnsanlık, bugün inanıldığı gibi daha iyiye, daha güçlüye ya da daha yükseğe doğru bir gelişimi temsil etmemektedir. İlerleme yalnızca modern bir fikirdir yani yanlış bir fikirdir. Günümüz Avrupalısı, değeri bakmından Rönesans Avrupalısının çok altında kalmaktadır; daha fazla gelişme hiçbir şekilde zorunlu olarak bir artış, bir yükseliş, bir güçlenme değildir (Nietzsche, KSA 6: 171, AC 4). Benzer şekilde bir Nachlass fragmanında şöyle der: "Kendimizi kandırmayalım! Zaman ilerliyor; biz de onunla birlikte zaman içindeki her şeyin ilerlediğine, gelişmenin hep ileri doğru gelişmek olduğuna inanmak istiyoruz. En ihtiyatlılar dahi bu görünüşe aldandılar. Oysa 19. yüzyıl 18. yüzyıla nazaran bir ilerleme değildir...
Sayfa 110 - Akademim / yanlış kurulan bir ilgi: nietzsche'nin transhümanizm ile olmayan ilişkisi üzerineKitabı okudu
Günümüzde en hızlı büyüyen dinin -kimi Hıristiyanların "sapkınlık olarak gördüğü Son Zaman Azizler Kilisesi'nin aynı zamanda transhumanizme karşı en olumlu tutumu sergileyen gelenek olması bir tesadüf olmayabilir. Mormon Transhumanist Derneği (2007) "zaman geçtikçe evrimleşecek bir neohuman gelecek" vizyonunu desteklemektedir ve Dünya Transhumanist Derneğinin ilk dini üyesidir. Mormon Transhumanist Derneğine göre "neohuman gelecek" son derece gelişmiş entelektüel yetenekler, hastalıklara ve yaşlanmaya karşı bağışık bir fiziksel beden, karmaşık düşünce ve duyguları anında iletebilme yeteneğiyle, uzak çevrelerin bile daha yüksek farkındalığını sağlayan genişletilmiş duyusal girdilerle, insanüstü güç ve çeviklikle bireysel arzuların, ruh hallerinin ve zihinsel durumların mükemmel kontrolüyle ve artırılmış neşe, sevgi, zevk ve diğer duyguları deneyimleme kapasitesiyle oluşacaktır. Fiziksel gelişimin ötesine geçen Mormonlar, teosis" ilkesine, insanların ebedi ilerlemesi kavramına ve ilerleyen bir Tanrı kavramına inandıkları için transhumanist projeyi teolojik temellerde desteklemekte dirler.
Sayfa 75 - Akademim / hiper-modern ve tekno-felsefe orak transhümanizmKitabı okudu
Gerçekten de Dünya Transhümanist Derneğinin pek çok üyesi kendilerini ateist olarak tanımlamakta ve geleneksel dinleri (özellikle Hıristiyanlığı) küçümsemektedir çünkü dinin uygulayıcıları çağdaş bilim ve teknolojiyi görmezden gelme eğilimindedir (Campbell ve Walker, 2005: illv), Dahası, bazı Hıristiyan teologlar kibirli olduğu ve insanın varoluşunu yanlış anladığı ya da aşkınlığa üstünkörü baktığı için transhümanist yaklaşımı eleştirmiştir (Cole-Turner, 2011; Hertzfeld, 2011; Peters, 2003, 2005; Waters, 2006). Buna karşılık, transhümanizm, savunucuları onu geleneksel dinlere doğrudan bir rakip olarak sunarak (Bainbridge, 2005) transhumanizmin doğası gereği sekuler olduğu algısına daha fazla katkıda bulunmuştur. Zygon'daki makaleler, transhumanizmi salt seküler bir olgu olarak ele almanın fazlasıyla basitleştirici olduğunu ve transhumanizmin dini ve seküler motiflerin kendine özgü bir karışımı, çağdaş postseküler sürece uyumlu dünyevi bir inanç olarak anlaşılması gerektiğini göstermektedir.
Sayfa 65 - Akademim / sekülerist bir inanç olarak transhümanizmKitabı okudu
İnsanlardan karar verici, süper zeki makinelere dönüşüm aşamalı olacaktır. İlk başta insanlar zihinlerini (kişiliklerinin en belirgin yönünü) insanlığın maddi ihtiyaçlarına hizmet edecek süper bilgisayarlara yükleyecektir. Sonunda makineler "insanlığa bakmaktan yorulacak ve kozmosun tüm sırlarını keşfetmek için evrene yayılmaya karar verecektir" (Geraci, 2008). Hans Moravec'in hayal ettiği gibi makineler tüm evreni "genişletilmiş düşünen bir varlığa dönüştürecektir (Moravec 1988, 116). "Robotlar Çağı'nın yerini "Zihin Çağ alırken makineler yalnızca hesaplamaların kaldığı "daha derinlikli (subtler) bir dünya" (Moravec, 1999: 163) için alan yaratacaktır. Sanal Krallık'ta "Zihin Ateşi" dünyevi yaşamı anlamsız hale getirecek, nihayetinde siberuzay tarafından yutulacaktır (Moravec, 1999. 167). Bu, insanin posthumana dönüşümünün ve başkalaşımının nihai telosudur. Teknoloji sayesinde insanlar geleneksel dinlerin binlerce yıldır aradığı şeye yani ölümsüzlüğe ulaşabilecektir.
Sayfa 63 - Akademim / seküelrist bir inanç olarak transhümanizmKitabı okudu
111 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.