Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Tohumu bozulmuş toplumların sıhhati bozulur.Üreme yetileri yok olur.Dolayısıyla bir toplumu sadece tohum üzerinden bile esir alabilirsiniz.
Tarım Sorunu
Zülküf Aydın, tarımın politik-ekonomik yönünü en iyi açıklayan yaşayan bir kaç kişiden birisi. "Tarım sorununu, kırsal alanda aile emeğini kullanarak geçimlik ve/veya pazar için üretim yapan üreticileri “köylü müdür değil midir” biçiminde geçerliliğini yitirmiş bir sorunsalla irdelemek yerine, bu üreticilerle sermaye arasındaki ilişkilerin niteliğine yoğunlaşarak irdelemek gerekir. “Sermaye tarımı nasıl kontrol etmektedir, ne tür mekanizmalar üretmektedir, sermaye ile üretici ilişkilerinde devlet ve çok uluslu şirketler nasıl bir rol oynamaktadır” ile “üretim süreci ne derecede sermayeden bağımsızdır” gibi sorular ön plana çıkarılmalıdır..." Aydın, Z. (2016). Çağdaş tarım sorunu ve yeni köylülük. ODTÜ Gelişme Dergisi, 43 (Nisan), 2016, 43-63.
Reklam
Kırsal Politikalar
Çağlar Keyder'in kentlilerin kırsaldan ve tarımdan kopuşunu vurgulayan ifadeleri çok çarpıcı; "Medyada tarımsal üretimin kendine yer bulabilmesi ancak can yakan bir trafik kazasından ibaret".
Kırsal Göç
Büyük buhran zamanı (1929) ABD'sinde küçük toprak sahipleri, bankalar ve tüccarlar tarafından aldatılır, insanlar kuraklık, yoksulluk, zorbalık ve açlık yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalır. İnsanlar birbirlerinde çözümsüz gördükleri aynı soruya cevap arar; "Nereye gidiyoruz? Bana öyle geliyor ki hiçbir yere gitmiyoruz, her zaman yoldayız..."
Zengin toprakların Fakir insanları olmayı hak etmiyoruz. Karamsar değil , umutluyuz. Umudumuz, tarımda sahip olduğumuz zenginlik ve insanlarımızdır..
Türkiye gibi tarımsal potansiyeli çok yüksek bir ülkede normal şartlarda kıtlık da olmaz açlık da olmazdı. Fakat pandemi döneminde yaşananları, tarımı yok sayma anlayışını, ithalat politikasının devam ettiğini görünce, üretmezsek açlık da olur, kıtlık da olur demek zorunda kaldım. Raflarda istediğiniz kadar ürün olsun, tüketicinin alacak parası yoksa, gücü yoksa bu da kıtlıktır. Kıtlık sadece ürünün olmaması değildir. Tam olarak da yaşanan buydu..
Reklam
Gezegeni esir alan koronavirüs insanları evlere hapsederek evlere hapsederek dünyayı büyük bir hapishaneye çevirince tarım ve gıdanın ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Karımı değersizleştirmek, yok saymak için "un tuz domates bir telefon etmiyor " diyerek tarımı küçümseyenler, telefonun yenmediğini de görmüş oldu.
Kendi parasıyla arazi alıp çiftçiliği destekleyen, halkına tarımı sevdiren ve , "bu ülkenin gerçek sahibi , hakiki üretici olan köylüdür" yani "köylü milletin efendisidir" diyen Mustafa Kemal Atatürk'ün vizyonuna sahip çıkılmadığı için bu ülkede yıllar sonra köylüye " ananı da al git " denildi. Bu anlayış devam ediyor. Çiftçi , tarım yok sayılıyor. Pandemi şartlarında bile yok sayıldı. Birçok destek paket açıldı. Çiftçiye destek çıkmadı..
Türkiye'de tarımsal üretimin önündeki en büyük engellerden biri, girdi fiyatlarının çok yüksek olması. Çiftçinin üretim maliyetlerini çok artırıyor. Ürün fiyatları aynı oranda artmadığı için çiftçi zaman çoğu zaman zarar ediyor , para kazanamıyor. Girdi fiyatlarının yüksek olmasının temel nedeni ise dışa bağımlılık. Bitkisel üretimde kullanılan mazot, gübre, zirai ilaçların büyük bölümü ve tohumun da bir bölümü ithal ediliyor..
Balıkçılık, denizcilik, yat sektörü ve uluslararası taşımacılıkta mazot desteği yerine vergi istisnası getirildiği için bu sektörler gerçekten ucuz mazot kullanıyor. Fakat çiftçiye aynı uygulama getirilmedi..
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.