Seküler Milliyetçilik - 21. Yüzyılda Türk Milliyetçiliğinin TeorisiM. Bahadırhan Dinçaslan · Yenisey · 202346 okunma
Aynının terörü bugün hayatın her alanına tesir etmektedir. İnsan hiçbir “deneyim” yaşamadan her yere seyahat eder. Bir “kavrayışa” ulaşmadan her şey hakkında malumat edinir. “Bilgiye” erişmeden enformasyon ve veri biriktirir. İnternette arkadaş ve takipçi toplar ama asla bir başkasıyla karşılaşmaz. Sosyal medya, toplumsalın mutlak sıfır derecesini temsil eder.
Sayfa 9Kitabı okudu
Kıyamet
Vahiy
Ama kozmos insanın merhametine muhtaç değildir ve güneş bizi memnun etmek için yok olmayacaktır.
Sayfa 144Kitabı okudu
Allah (cc.) semanın altında dört cisim yaratmıştır.
Birincisi; tabiatı sıcak ve kuru olan ateş,
İkincisi; tabiatı sıcak ve nem (yaş) olan hava,
Üçüncüsü; tabiatı soğuk ve nem olan su,
Dördüncüsü; tabiatı soğuk ve kuru olan topraktır.
Sayfa 46 - Varlığın Temel UnsurlarıKitabı okuyor
Hak ve batılın savaşı
Öyle sanıyorum ki;
Benim askerimin orda ne işi var diyen cahillerle,
Henüz banane diyecek kadar vicdanı tam olarak körelmemiş insanlarla
Ve kendini, Rabbini ve geçmişini geleceğini öğrenmeye devam eden Müslümanların birleşme noktası yine
İslâmiyetin ne denli üstün olduğunu keşfetmek olacaktır.
Bu anlayış hiç hak etmememize rağmen Rabbimizin mağfiretiyle olmasını istiyorum... ama hepimizin haline bakıyorum bu kadar insani özelliğimizin kayboluşunu ...
Yine de Allah tan umut kesilmez ve en doğrusunu O (c.c) bilir.
"Teoride sen haklısın, kuantum fizikçileri haklı, romantikler ve dindarlar haklı. Zamanın sonu yok. Pratikteyse ikimiz de saat kullanıyoruz."
artık sosyal medya ile panoptik makineler arasında fark yoktur.
Sayfa 71
yoo bence sanat kendi ruhunu çözmeye çalışmak kendini tanımaktır
Sanat, kendini aşmayı gerektirir. Aklında sanat olan herker kendini unutmuştur. Sanat, "Ben-uzaklığı" yaratır. Kendini aşmış halde, tekinsiz ve yabancı olana dalar
Sayfa 72
Adorno'ya göre "dünyaya yabancılık bir sanat momentidir. Dünyayı yabancı bir şey olarak algılamayan kimse, onu hiçbir şekilde kavrayamag. Sanat açısından negatif bir gerilim esastır. Dolayısıyla Adorno'ya göre iyi hissettiren sanat diye bir şey yoktur
Sayfa 69
Dijital Panoptikon'un sakinleri, kendilerini izleniyormuş, yani gözetleniyormuş gibi hissetmezler. Böylece kendilerini özgür hisseder ve gönüllü olarak kendilerini ifşa ederler. Dijital Panoptikon, özgürlüğü kısıtlamaz, onu sömürür.
Sayfa 58
Insan Tanrı'ya ne kadar çok verirse, kendi içinde o kadar azını tutar. İşçi hayatını nesneye koyar; ancak bu hayat artık kendisine değil, nesneye aittir. Dolayısıyla, bu etkinlik ne kadar fazla olursa, işçinin nesnelerden yoksunluğu da o kadar artar. Emeğinin ürünü, kendisi değildir. Dolayısıyla bu ürün ne kadar büyükse, işçi o kadar az kendisidir
Sayfa 47