Cihan dolu bela başında varken ne bağırırsın küçücük bir beladan, gel tevekkül kıl.
Tevekkül ile bela yüzünde gül, tâ o da gülsün; o güldükçe küçülür, eder tebeddül.
Bazı şeylerin çözümünü psikolojik tahlillerle, felsefi yaklaşımlarla acaba kendimiz mi zorlaştırıyoruz? Yüzeysel bir tefekkürle çözülebilecek bir meseleyi kendimizi çeşitli derinliklere salarak acaba biz mi karmaşıklaştırıyoruz? Belki hayat düşündüğümüzden çok daha basittir.
Tevekkülün ne olduğunu sordun; tevekkül Allah’ın vadettiği şeyler konusunda O’na olan inancını güçlendirmek, yani senin için takdir olunan şeyin, dünyadaki bütün insanlar bunu engellemek için çalışsalar bile mutlaka sana ulaşacağına, sana yazılmayan şeyin ise cümle alem toplanıp çabalasalar dahi sana ulaşamayacağına inanmandır.