t

Türk ve İslâm Tarihi

Talas Savaşı'nın Sonuçları:
1-Talas Savaşı'nda bu iki gücün, Çinliler karşısında birleşmeleri, Türk-Arap ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktasını oluşturacaktır. Hatta Talas Savaşı'nın Türk Tarihi'nin akışını yönlendirdiğini söyleyebiliriz. Nitekim bu tarihten itibaren Müslüman Araplarla Türkler arasında barış ve dostane ilişkiler dönemi
Türkler ve ümmet ilişkisi
“Beyefendi demişti, işte gördünüz, Müslümanlık öyle bir bağdır ki, bunu kimse koparamaz. Hele Türklerle bizibirbirimize bağlayan bu bağın, artık kıymetini bilmeliyiz. Ve inşallah bileceğiz.” O gün, Emir Abdullah’ın bu sözüne karşı, durumum gereği, yazık ki, “İyi ama Emir Hazretleri, bu bağın kıymetini bilememiş olanlar kimlerdir? Herhalde bütün tarih boyunca bu bağın kıymetini Türklerden çok bilen ve bu uğurda durmadan kan döken başka kimse olmamıştır.” deyip de, nihayet aklının başına geldiğini hatırlatamamışımdır ama, daha sonraları –görüleceği veçhile– Allah’a şükür bunu yapabilmişimdir.
Sayfa 223 - Yağmur Yayınları/ 4. Basım/ 2006Kitabı okudu
Reklam
Bu Neden Böyledir?
Kendi söylemiyle, o, onuncu yüzyıldan beri yaşanan İslâm tarihine, İslâm'ın aydınlık ve uygar yüzünü kararttığı için, acımasızdır. Doğu'ya baktığında ilk gördüğü şey, bir zamanlar uygarlığın beşiği olan yerlerin, yani Doğu'nun, Müslümanların yaşadıkları yerlerin işgal edilmişliğidir. Asya'daki Müslümanların büyük kısmı Rusların egemenliğinde yaşamaktadır; Hindistan'da İngilizler, Cezayir'de Fas'ta ve Tunus'ta Fransızlar egemen olmuştur. Osmanlı'da büyük bir kuşatmanın altındadır. Bu neden böyledir? Bu bir kader midir? Akif, bunun kader olmadığını düşünür; tüm sorun, Müslümanların, doğa yasasını yani sünnetullah'ı anlayamamasıdır. Emperyalistlerce kuşatılmış bu bölgedeki insanlara baktığında Akif ümitsiz, birbiriyle kavgalı, milliyetçilik sevdasına düşmüş, eğitimsiz, cahil, geleneklere, göreneklere körü körüne bağlı, tevekkülcü, kaderci, yeniliğe ve gelişmeye düşman ve her şeyden önemlisi iki yüzlü ve erdemsiz insanlar görür.
Sayfa 96
Akif'in Gözünden Doğu
Gölgeler'in Şark adlı şiirinde, "ne gördün şarkı çok gezdin?" diyorlar, sorusuna yanıt verirken Akif, orada, "yıkılmış iller ve köprüler, çökmüş kanallar, serilmiş yuvalar, yolcusuz yollar, buruşmuş yüzler, tersiz alınlar, işlemez kollar, düşünmez başlar, bükülmüş beller, incelmiş boyunlar, kaynamaz kanlar, aldırmaz yürekler, paslı vicdanlar, zorbalıklar, baskılar, alçalmalar, ikiyüzlülükler, türlü iğrenç tutkular, türlü hastalıklar, örümcek bağlamış tütmez ocaklar, yanmış ormanlar, ot basmış ocaklar, küflü harmanlar, ekinsiz tarlalar, cemaatsiz imamlar, gaza adıyla birbirini öldüren zavallı dindaşlar, ıpıssız yuvalar, kimsesiz köyler, çökük damlar, yarın düşüncesini bilmeyen akşamlar, mezarlar, öte dünyalar ve nihayet bunalmış üç yüz elli milyon can gördüğünü" söylemektedir. Gördüğü, şeyler onu, öylesine derinden etkilemiştir ki, "İlahi, gördüğüm âlem mi insaniyetin Mehdi? Bütün umrân-ı tarihin bu çöllerden mi yükseldi?" deyişleriyle sitem etmektedir. Onun Doğu'da gördüğü öz olarak kendi köklerine yabancılaşmış, hem maddi hem de manevi anlamda çökmüş bir uygarlıktır.
Sayfa 97
Zihniyet Yenilenmesi Gerekiyor
Onca, nedensellik düşüncesini önemsemeyen, tembel, tevekkülcü, kaderci, ümitsiz, taklitçi, körü körüne geleneğe bağlı egemen zihniyet, Doğu'nun şu anki halinin temel nedenidir; ama bu zihniyetten kurtulunabilir.
Sayfa 99
TÜRKLER NASIL MÜSLÜMAN OLDU?..
- "Türk'lüğü Yahudi kültürünün bir parçası haline getirmek isteyenlerin (Hazar'cılar) bir başka safsatası da şu: - "Türk'leri zorla Müslüman yaptılar!" Bundan 10 yıl kadar önce duydum bunu. Sordum: - "Yapma ya, kim yaptı?" - "Kim olacak, Emevî'ler. İnanmazsan Taberî’ye bak. Cürcan,
Geri128
288 öğeden 281 ile 288 arasındakiler gösteriliyor.