Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
ü
Ütopya-Distopya
3 üyeKadınlar Ülkesi
3 erkek kaşifin pek fazla insanın bulunmadığı ücra bir yerde tamamen kadınlardan oluşan bir topluluğa denk gelmesi ve bu kadınlar ülkesini yönetim biçiminden, inançlarına, kültüründen ekonomisine keşiflerini anlatır kitap.
Kadınlar ülkesi feminist ütopyanın ilk örneklerindendir ve ataerkilliğe verilmiş nüktedan bir yanıttır...
Ütopya
Var olmayan, tasarlanmış olan ideal toplum ve devlet şekli anlamı taşıyan ütopya; insanın refahının ve mutluluğunu sağlamayı amaçlayan ideal düzen tasarımlarıdır.
Thomas More iyi eğitim almış bir aristokrat olarak içinde bulunduğu çevreyi ve mevkiyi edebiyat için önemli bir kaynak olarak kullanmıştır. Protestanlık ilgisi nedeniyle katolik klisenin gazabına uğramış ve Kral tarafından idam edilmiştir ve idamında "Kralın kölesiyim ama öncelikle Tanrının kuluyum demiştir ve yıllar sonra aziz ilan edilmiştir.
Thomas More günümüzden yaklaşık 500 yıl önce yazdığı bu eserde bir taraftan o dönemki devlet yönetimi, toplumu, siyasal ve sosyal yapıyı eleştirirken diğer taraftan ütopya adası üzerinden örnekler vererek yanlışların nasıl düzeltilebileceğine ilişkin fikir ve öneriler sunmaktadır.
İdeal bir düzen için toplum yapısından ekonomiye, yasalardan cezalara, evlilikten, askeri düzene, din anlayışından yönetim sistemine kadar insana dair her konuda öneri ve fikirler sunmuştur More.
Bu anlamda iki farklı kültürde ideal devlet arayan Platon'un Devleti ya da Farabi'nin İdeal Devletine benzerlik gösterir.
Leziz Kadavralar
Herşey birden bire oldu. Önce hayvanlara ölümcül bir virüs bulaştı. Etinden faydalanılan hayvanlar artık uzak durulması hatta yok edilmesi gereken canlılara dönüştü.
Sonra besin zincirindeki hayvanların yerini insanlar aldı ve yamyamlık meşrulaştı. İnsan artık fabrikalarda üretilen, mezbahalarda kesilen, işlemden geçerek tabaklara sunulan bir besin haline geldi.
Şimdi soru şu: Birbirimizi yiyecek miyiz?
Çocuğunu kaybeden ve eşinden ayrılan, yaşlı babasının hastalığıyla uğraşan ve diğer aile üyeleri ile çatışma halindeki ve yalnızlık içinde bir et işleme tesisinde çalışan Marcos Tejo'nun kendisine ikram edilen bir dişi sonrası değişen hayatını anlatıyor kitap.
Modern çağdaş distopyanın en iyi örneklerinden mutlaka okunması gereken bir kitap.
Distopik kitaplar bana hep yıllar öncesinden insan toplumunun karşı karşıya kalabileceği tehlikelere karşı uyaran kitaplar olarak gelmiştir ki yıllar önce yazılan bazı kitapları şu anda yaşıyoruz.
Umarım bu kitabı hiç yaşamayız...
Yoğun ve büyüleyici bir atmosfere sahip ve sonu hiç tahmin edilemeyen bu kitabı bir çırpıda okuyacaksınız...
“Savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cehalet güçtür.”
1984’ün ana mekanı Londra. İç ve Dış Parti tarafından yönetilen, Büyük Birader adlı diktatör şahsımıza sonsuz itaati emreden, cinselliği, evliliği ve en önemlisi geçmişi öğrenmeyi yasaklayan bir Devlet distopyasını görüyoruz kitapta. Bu yönetim altında yaşayan bir bireyin değil fiili olarak Büyük Birader’e karşı çıkmak, zihnen onun hakkında kötü bir şey düşünmesi bile yasak ve bedeli ağır. 1984 kitabında Büyük Biraderi mantıken kabul edemeyen Smith’in başına gelenleri görüyoruz. Özellikle günümüzde kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum çünkü özellikle 21. Yüzyıl siyasi rejimleriyle bu kitabın tasvir ettiği rejim arasında uçurum olmadığını göreceksiniz.
Herkes herkes içindir.
Bir dünya düşünün herkesin mutlu olduğu, herkesin aynı düşündüğü, anne,baba,namus,tanrı gibi kavramların olmadığı, endişenin ve korkunun olmadığı, ölüm denen şeyin çok basit bir olay olduğu ve insanların istedikleri herşeye sahip oldukları bir dünya.
Kitap 1932 yılında 26. yüzyılı düşünerek yazılmış bir kitap. Okudukça günümüzde yalanlarla benzerliklerini gördükçe şaşıracaksınız. Teknolojinin son derece gelişmiş olduğu dünyada bir de aykırı bölge var eski kafada kalan. Oradaki insanlar anne,baba,namus ve tanrı kavramları ile büyüyorlar bizler gibi. Aykırı bölgeden gelmiş John’un teknoloji dünyası ile çatışmasını görüyoruz.
Bir Soma almaz mısınız?!?
Kitap hakkında bir fikir oluşturmak adınadır...
Öncelikle bu okuyacağınız inceleme spoi içermemektedir . Zaten açıklayacağım çoğu bilgi hatta ana karakterin öleceği kitabın önsözünde yazar tarafından verilmiştir. 16 yaşına merdiven dayamış bir lise öğrencisi olarak ayrıca bu incelememi felsefe dersimdeki sunumum için hazırlıyorum.
ilk olarak kitabımız distopyanın babası denilebilecek