Hayatını, kol emeğine mümkün olduğunca az, zihinsel emeğe mümkün olduğunca fazla zaman ayıracak şekilde düzenlemiş, başka bir deyişle, gerçek yaşam için birkaç saat harcayıp gününün geri kalanını sonsuz düşlere dalarak geçirmeye karar vermişti.
Sayfa 809 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ayrıca düşünmekle geçen bir günün sonunda, akşam bulvarlardan geçerek geri dönerken ağaçların dalları arasında uçsuz bucaksız uzayı, isimsiz aydınlıkları, boşluğu, karanlığı, gizemi fark ettiğinde, insana dair ne varsa ona küçücük görünüyordu.
Sayfa 817 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Karanlık odada resmin belirmesi gibi insanın içinde gizli olan şeylerde hayat koşturmacası ve kavgası içinde, o aydınlıkta boğulup ölüyor. Sadece karanlıkta ve sessizlikte görünüyor insana. Bu karanlık benim içimdeydi, onu yok etmek için boşuna uğraştım. Üzüntüme gelince, neden bir süre boşu boşuna başkalarının peşine takıldım. Şimdi anladım ki benim en değerli yanım bu karanlık ve sessizlikmiş. Bu karanlık her canlının yaratılışında var. Yalnız inziva halinde, kendi içimize döndüğümüz zaman, dış dünyadan uzaklaştığımız zaman bize görünüyor. Ama insanlar hep bu karanlık ve inzivadan kaçmaya çalışıyor. Ölüm sesine kulaklarını tıkıyorlar, kendi kişiliklerini hayatın hayhuyu arasında yok ediyorlar!
Bütün sorunların içinde en önemlisi insanlarla uğraşmak. Kokuşmuş toplumun şerri, giyecek yiyecek belası, bunların hepsi, durmadan gerçek varlığımızın uyanmasına engel oluyorlar.
Bir beklenmedik duygu, bir yolun dönemecinde veya bir lokantanın aralığında içinize çöker. Ani ve rezil bir duygu. Birden yakalayıverir sizi. Ve bütün hayatınızı değiştirir. Size mahsus bir tecrübe. Başkasına aktaramazsınız.