"Veririm ama sadece hak edenlere" dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir; çünkü vermekten kaçınmak yok olmaktır.
Çoğunlukla şöyle dersiniz: 'Vereceğim ama hak edeni bulabilirsem.'
Ne koruluktaki meyve ağaçları böyle düşünür, ne de çayırdaki sürüler.
Onlar saklandığında çürüyecek olanı, yaşayabilsin diye verirler.
Vermekten alıkoyacağınız herhangi bir şey olabilir mi?
Sahip olduğunuz her şey bir gün verilecektir.
Öyleyse şimdi verin ve vermenin hazzını mirasçılarınız değil siz yaşayın...
Siz alanlar -ki hepiniz alıcısınız- minberin ağırlığını yüklenmeyin, yokda boyunduruk vurursunuz kendinize ve verene. Onun yerine verenle birlikte yükselin kanatlanırcasına hediyelerinin üzerinde...
"Veririm ama sadece hak edenlere" dersiniz sık sık. Ne meyve bahçenizdeki ağaçlar böyle der ne de çayırlarınızdaki sürüler. Onlar yaşayabilmek için verir; çünkü vermekten kaçınmak yok olmaktır.