nasıl bir sevdâysa...
…
ayak bastığın an şehir de değişebilir
yoksa moskova mı
belki berlin belki dakar
belki 30'lardan mehtap yorgunu izmir
körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
ay çok mu gecikti neredeyse çıkar
sen yalnızlığıma varır varmaz
az sonra yağmuru durduracaklar
rüzgârı değiştirdim
ustura ağzı poyraz
yok canım yıldızları unutmadık
mutlaka yerlerinde bulunacaklar
kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
sütlü çıplaklığını örtecek kadar
senin için olduğu asla bilinmeyecek
yapraklarını birden dökecek dutlar
şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
balkonda işlemeli müstesnâ bulutlar
ayak bastığın an şehir de değişebilir
yoksa moskova mı
belki berlin belki dakar
belki 30'lardan mehtap yorgunu izmir
körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
nerede ne zaman kaç kere yaşadık
nasıl bir sevdâysa eskitememiş yıllar
bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
dudaklarımızda birbirimizden mısralar
Sayfa 68 - Kültür YayınlarıKitabı okudu
"İzmir"
Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova mı
Belki Berlin belki Dakar
Belki 30'lardan mehtap yorgunu İzmir
Körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
Nerede ne zaman kaç kere yaşadık
Nasıl bir sevdaysa eskimemiş yıllar
Bitirdiğimiz her şeye yeniden başladık
Dudaklarımızda birbirimizden mısralar...
Sayfa 69Kitabı okudu
Mehtap âlemleri adıyla anılan meşkleri de anmak gerek. Ethem Bey musiki ehli arkadaşlarıyla yılın belirli zamanlarında bir kayığa ya da sandala binerek denize çıkarlarmış. Bu musiki zevkini tatmak isteyenler ise kayık ve sandallarla eşlik ederlermiş. Bu ziyafetlerin başlangıç noktası Kanlıca Körfezi imiş, Mirgün (Emirgân) ve Baltalimanı açıklarından tekrar Körfez'e dönülürmüş.
Sayfa 98
Nasıl Bir Sevdaysa...
Ay çok mu gecikti nerdeyse çıkar
Sen yalnızlığıma varır varmaz
Az sonra yağmuru durduracaklar
Rüzgarı değiştirdim
Ustura ağzı poyraz
Yok canım yıldızları unutmadık
Mutlaka yerlerinde bulunacaklar
Kenarı yaldızlı mavi bir karanlık
Sütlü çıplaklığını örtecek kadar
Senin için olduğu asla bilinmeyecek
Yapraklarını birden dökecek dutlar
Şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
Balkonda işlemeli müstesna bulutlar
Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova\'mı
Belki Berlin belki Dakar
Belki 30\'lardan mehtap yorgunluğu İzmir
Körfez\'de şerefine donatılmış vapurlar
Nerede ne zaman kaç kere yaşadık
Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar
Bitirdiğimiz herşeye yeniden başladık
Dudaklarımızda birbirimizden mısralar
Sayfa 68Kitabı okudu
Yapraklarını birden dökecek dutlar
Şafak sökerken sekiz on kadar şimşek
Balkonda işlemeli müstesna bulutlar
Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova'mı
Belki Berlin belki Dakar
Belki 30'lardan mehtap yorgunluğu İzmir
Körfez'de şerefine donatılmış vapurlar
Körfez'de Mehtap
Bir Ağustos gecesi,
Geçiyorken Boğaz'ın üstünden,
Bakar etrafa ki mehtap, uyuyor İstanbul,
Su uyur, rüzgar uyur, yaprak uyur.
Yine rüyalara dalmış kayalar, toprak uyur,
Süzülür gizlice ay, gökteki tahtından iner,
Serv-i siminde yürür,
Gezinir sahilde...
Soyunup sonra Emirgan'daki tenha koruda,
O da Körfez'de Çırılçıplak uyur!
Orhan Seyfi Orhon
"Ayak bastığın an şehir de değişebilir
Yoksa Moskova mı
Belki Berlin belki Dakar
Belki 30'lardan mehtap yorgunu İzmir
Körfez'de şerefine donatılmış vapurlar "
Mısırlı Halim Paşa, Boğaz’a yerleştikten sonra mehtap âlemlerini ihya etmesiyle meşhurdur. Mehtaplı gecelerde halılarla ve minderlerle donatılmış bir Pazar kayığına yerleşen saz heyeti Boğaz’a açılırmış. Neyzen Aziz Dede, Santurî Edhem, Tanburî Ahmed, Kör Hüsameddin ve Hânende Nedim Efendiler gibi, her biri kendi dalında bir dev olan musikişinaslar sezi Boğaz gecelerini parlak namelerle kuşatınca büyün yalıların kayıkhanelerinde hareket başlar, feracelerini kapan hanımlar Halim Paşa’nın saz heyetini taşıyan Pazar kayığının peşine takılırmış. Bu mevkıbe o kadar çok kayık katılırmış ki, Boğaz’da bir yakadan diğer yakaya kayıktan kayığa atlayarak geçilebilirmiş. Binlerce kayık musikinin peşinde süzülerek Anadolu Hisarı ve Kanlıca arasındaki Bahâî Körfezi’ne gidermiş ve asıl musiki alemi orada başlarmış. Yahya Kemal Mihrabad adlı şarkısında Halim Paşa tarafından ihya edilen nu mehtap akşamlarını şöyle tasvir etmiştir.
Mev'id-i mehtâba sâz açmış gümüşden şâhrâh
Şeb nedir körfezde Mihrâbâd'dan görmüş o mâh
Mevkib-i zevrakla gelmiş fasl-ı Sultânî Yegâh
Şeb nedir Körfez'de Mihrâbâd'dan görmüş o mâh
*
Kâinât-ı gaybı tel tel yoklayan mızrâbdan
Vehleten dervâze-i mâzî açılmış âbdan
Sebk eden mehtâblar bir bir uyanmış hâbdan
Şeb nedir Körfez'de Mihrâbâd'dan görmüş o mâh
