Kitap,36 yaşındaki soylu,varlıklı,yakışıklı,zarif kısaca iç ve dış görünümü bakımından "seçkin tabaka" diye adlandırdığı gruba ait kahramanımızın kendini buluş hikayesini ele almış.
Tarih 7 haziran 1913.Öğleden sonra 3:16 'da kahramanımızın herkesin coşkuyla izlediği bir at yarışında karşılaştığı bir durum karşısında, uzun süredir hissetmediği duyguları keşfetmesiyle başlıyor hayatını değiştiren gece.
Hepimizin hayattan zevk almadığı,heyecanlanmadığı,mutlu olmadığı günler olmuştur.Her zaman mutlu olmak zorunda değiliz tabii ki.Ama bir de üzülmek,acı çekmek de artık yabancıysa bize bir sorun var demektir.Yaşamanın belirtisidir hislerimiz.Düşünün ki bacağınızda iyi ya da kötü hiçbir belirti yok.Dokunuyorsunuz ama hissedemiyorsunuz.Bu bacak için canlı,sağlıklı denilebilir mi?Insanın da canlı,sağlıklı oluşu hislerine bağlıdır.Iyi ya da kötü farketmez.Acı çekmek de bir canlılık belirtisidir,içini ısıtan bir gülümseme de...Iste malesef kahramanımız bunlara hasret kalmış.Ne ayrılıklar üzüyor onu ne de cenazeler..Kendini zorluyor hatta bak böyle böyle oldu üzülmem gerek diye ama icinde bir kıpırtı yok.Herşeye sahip fakat mutlu değil... Derken bir olayla, utanma duygusunu hissediğini farkedip kendini suça batırmayı planlıyor.Aynı gün içerisinde hem suça batıp hem iyiliğin iyileştiren yanını keşfediyor.Ve kalan hayatında sınıf farkına yer vermeden mutlu mesut yaşıyor.
Iyi okumalar :)