Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyaya ve yaşama artık eskisi gibi bakamıyorum. Eskiden, kitaplarda okuduğum ya da başkalarından duyduğum adaletsizlik ve kötülük hikâyelerine eski zamanlardan kalma masallar ya da uydurma musibetler gözüyle bakardım; en azından bize uzaktılar ve ruhumuzdan çok aklımıza sesleniyorlardı; ama şimdi felaket bizi de buldu ve insanlar bana birbirinin kanına susamış canavarlar gibi görünüyor.
Sayfa 133 - ALFAKitabı okudu
Musibetler üç kısımıdır- lar. Bir kısmı cezadırlar. Kuran-ı Kerim'de bunlara işaret edilerek şöyle buyurulmuştur: "Size isabet eden bir musibet, kendi yaptıklarınızın karşılığıdır. Allah, yaptıklarınızın çoğunu da affeder."85 "Allah, günahlardan dönmeleri için insanlara, yaptıklarıyla müstahak oldukları cezanın bir kısmını tattırır."86 Bir kısmı hata ve yanlışların sonuçlarıdır. Bunlar insanları bilgi edinmeye ve dikkatli davran­maya zorlarlar. Bu da İlmî gelişmelere ve terakkilere yol açar. Bir kısmı da günahların affına vesile olmak, cennete gitmek için gerekli olan sermayeyi tamamla­mak, aşırı dünya sevgisinden kurtulmak, nefsin taz­yik ve baskısını ortadan kaldırmak, kötülük yapmayı önlemek, âhiret için daha çok çalışmak, ölüm korku­sunu azaltmak, hatta bazen onu aratmak, ibret oluş­turmak, nimetlerin kıymetini ortaya çıkarmak gibi hikmet ve maslahatları temine yöneliktirler.
Reklam
Gazzâli, kötülüklerin aslında maskeli iyilikler olduğunu çok güzel bir hikâyeyle şöyle izah eder: İlâhi hükme rıza gösterme mertebesine yükselen bir adam, her halükarda "Allah'ın verdiği bütün hükümlerde bir iyilik vardır!" demeyi ådet haline getirmişti. O, ailesiyle birlikte ıssız bir çöldeydi ve yalnızca çadırını taşıyan bir eşeği, onları gözetleyen bir köpeği ve onları uyandıran bir horozu vardı. Bir tilki geldi ve horozu kaptı. Ailesi üzgündü, fakat o "Hayırdır inşallah" dedi. Ardından bir çakal gelip eșeği öldürdü. Ailesi üzgündü, ancak o "Hayırdır inşallah!" dedi. Sonra köpek vuruldu ve öldü, fakat o "Hayırdir inşallah dedi. Ailesi buna şaşırmıştı. Ancak sabahleyin civar bölgelerde bulunanların esir alınmış olduğunu ve çocuklarının kaçırıldığını öğrendiler. Onlardan bazılarının bulunduğu bölge, horozların ötmesi, diğerlerininki köpeklerin havlaması ve daha başkalarınınki de eşeklerin anırması yüzünden fark edilmişti. Bunun üzerine, o şöyle dedi: "(Şimdi) Allah'ın her hükmünde bir hayır olduğuna inandınız mı? Çünkü Allah, bu hayvanları ortadan kaldırmasaydı, siz de perişan olacaktınız."
Uçsuz bucaksız evrenin, son derece üstün bir bilgelik ve ustalıkla düzenlenmiş olması, onun sonsuz bir bilgiye, iradeye, kudrete ve bilgeliğe sahip yüce bir yaratıcı tarafından var edildiğinin en somut göstergesidir. O halde yüksek bir bilgelik ve sanat eseri olan evren, boş yere değil, bir amaç için yaratılmış olmalıdır.
İlahi imtihan sürecinde Allah insana hem akıl hem de vahiy aracılığıyla rehberlikte bulunmaktadır.
Ne her şey tamamen insanın iradesine terk edilmiş ne de onun iradesi tamamen devre dışı bırakılmıştır...
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
A’raf Sûresi: 1-206
1-) Eliif, Lââm, Miiim, Saaad. 2-) Sana inzâl edilen bu Hakikat ve Sünnetullâh BİLGİsi (Kitap), Onunla, (iman etmeyenleri) uyarman ve iman edenlere (neye - nasıl iman edip, neleri yapmaları konusunda) öğüt vermen içindir... Artık içinde, bundan dolayı bir sıkıntı olmasın. 3-) Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun... Rabbinizin dûnunda velîlere
İtirazlarda bulunan kimselere göre, eğer imtihan söz konusu olmasaydı, hiç kimse kötülük olgusuyla yüzleşmek zorunda kalmayacaktı. Bu tür itirazların hepsi, ilâhî hikmetin anlam ve önemini kavrayamamaktan ortaya çıkmaktadır. Allah, sonsuz mümkünler içerisinden sonsuz hikmetinin öngördüğü varlıkların yaratılmasını irade etmiştir. Bu konuda insanın O'na itiraz etme hakkı yoktur. Çünkü insanın kendisinde bu hakkı görebilmesi için, O'nun gibi sonsuz hikmete sahip olması, dolayısıyla Allah'ın yerinde bulunması gerekmektedir. Böyle bir şey söz konusu olamayacağına göre, insanın bu konuda sonsuz bilgi ve hikmet sahibi yaratıcısına teslim olması, her konuda O'na güvenmesi gerekmektedir.
Sayfa 169
Sonsuz bilgi, irade ve kudret sahibi yüce yaratıcı için, yaratmanın sınırı yoktur. O halde insan, sonsuz bilgi ve kudret sahibi bu yaratıcının iradesini sorgulamak yerine, kendisine verilen bütün imkânların maksatlarını araştırmalı ve nihayet seçimlerinin akıl ve vicdan gibi üstün nitelikleriyle ne ölçüde örtüştüğünü görmeye çalışmalıdır.
Sayfa 170
Allah hiç kimseye haksızlık etmez. İşini, iyi, güzel ve sağlam yapan, iyi ve güzel bir karşılık; kötü, çirkin ve baştan savma yapan ise ona göre bir karşılık bulur. Bununla bir- likte insana bütün musibetlerin üstesinden gelebilecek bir imkân da verilmemiştir. Üstesinden gelinemeyen en büyük musibet ise ölümdür. Başımıza gelen bütün musibetler ilâhî yasalar çerçevesinde gerçekleşmektedir. Her olay bir sonuçtur ve onun bir sebebi vardır. Sebepler engellendiğinde, bir sü- reliğine de olsa sonuçlar da engellenebilir. Çünkü Allah, ölüm hariç her kötü sonucun engellenebileceği bir çareyaratmıştır. Bu çareleri araştırıp bulması insanın sorumluluğundadır. Diğer önemli bir nokta ise insanın geçmişte helak edilen kavimlerin durumunda olduğu gibi ilâhî cezayı acilen gerektirecek ölçüde büyük suçlar işlememesi ya da onlarda ısrar etmemesidir.
Sayfa 152
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.