En uzun sürede okuduğum bir roman oldu kendisi. Kitabın ilk 300 sayfası; aman Allah'ım dediğim yavaşlıkta baya zorlayıcı idi. Çünkü yazar sanırım ana konuya girmeden önce Paris'in bir haritasını vermek istemiş, birçok sokak, cadde, meydanın ve kale, bazilika, saray, kilise gibi yapıların isimlerini vermekle kalmamış ana hatlarıyla tarif de etmiştir. Açıkça söylemek gerekirse bu kısımları okurken çok zorlandım, belki bir Paris'li bile zorlanırdı.
Aynı zamanda Notre Dame'ın ve birçok yapının tarihsel süreçte geçirdiği değişiklikleri,
mimarlığın; matbaanın çıkışıyla öneminin azalmasını anlatmıştır. Bu bana sanat tarihi ile ilgili bir kitap okuyormuş hissi vermekte idi ki bolca bilgi içeren bir kitaptı. Bana bir şeyler kattığı için bu kitabı okumaktan pişmanlık duymamamı sağlayan sebeplerden birisidir.
Kitabın 300 sayfasından sonraki kısım gayet hızlı bir şekilde aktı. Konusu olan "aşk" satırları ele geçirdi. Kitabın sonunda bugün girdiğim kpss sınavında karşılaştığım paragraftaki bir cümlenin bu romana ne kadar çok uyduğunu gördüm; "...bencil bencilce sever, zalim zalimce... sevgi asla sevenden daha iyi değildir..."