2022 yılının ilk kitabını bitirmiş bulunmaktayım. Tüm yılın kitaplarla geçmesi umuduyla...
Doğrusu kitabı ilk elime alırken çok beklentiyle almadım. Ama beklentimin inanılmaz üstünde çıktı.
İslam Bey ve Zekiye Hanım arasında geçen aşk hikayesi, birbirlerine olan hislerinin açıklanmasıyla başlıyor hikaye. Ama nasıl güzel cümlelerle anlatıyorlar sevgilerini. Okurken her cümlenin altını çizmek istedim. Zekiye Hanım'ın sevgisi için her şeyi göze alması, canını bile verebilecek olması okurken beni öylesine etkiledi ki. Bayıldım kitaba. Bir solukta bitti.
•Yüreğim ne kadar çarpıyor! Sanki göğsümü yerinden koparacak da dışarı fırlayacak.
•İnsan sevincinden ölmüyor. Lakin çıldırıyor!
Hani biz insanlar, bazı hayvanların yaradılış amacını sadece bize hizmet etmek için zannediyor ve etinden sütünden iliklerine kadar yararlanmak istiyoruz ve bunu yaparken de canının yanmasını umursamadan davranabiliyoruz ya işte bu fabl adeta onların dili olmak için yazılmış hissi verdi.
Üstelik Filiz, bu hayvanlardan sadece bir tanesi olan tavuğun adı.
Kendine bu ismi vermesinin nedeni bile anlam yüklü.
Okuyunca hak vereceğinizi düşünerek ben sürekli yumurtlamak zorunda bırakılan Filiz'e dönmek istiyorum.
Tek isteği, bir kez olsun annelik duygusunu yaşamak olan Filiz'e..
Ne zaman yumurtaları alınıp satılsa
İçi giden Filiz'e..
Çiftlik dışına çıkabilen diğer hayvanlara imrenerek bakan Filiz'e..
En acısı ise bir daha anne olamayacağını bilen ve kendi türü dışında bir yumurtayı sahiplenen, onun uğruna ölüme giderken bile mutlu hisseden fedakar Filiz'e dönmek istiyorum.
Çünkü bir insan olarak hem Filiz'den hem Avare'den öğreneceğimiz çok şey var...
Hele ki empati anlayışınız kendinizi tavuk olarak hayal etmeye kadar ulaştıysa (buyrun benim )
Gözyaşınız düştü düşecek demektir.