Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
479 syf.
·
Puan vermedi
Ortaokulda öğretmenimizin zorunlu verdiği bir kitaptı. İlk başlarda sıkılmış, daha sonra çok sevimli gelmişti.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,8bin okunma
"1920 baharı muhteşem bir mart sabahında Sultan Dağları'nın sınır çizdiği Batı Anadolu'ya kan ve barut kokularıyla geliverdi.Yine de sırtlar yemyeşildi, toprak kokusu yine de gönül alıyordu ve doruklardaki karlar yine de sarışın fısıltılarıyla insanın içine zevk veriyordu, ılıklık veriyordu. Bu mart sonunda bir türkü gibi dağı taşı saran baharın derinliği, diriliği ve üretim gücü bütün Anadolu ruhlarını da sarmış gibiydi. Payitahta düşman askeri girmişmiş.. Yunan ordusu insanın eşini görmediği bir zulüm fırtınası gibi içerilere kadar dayanmışmış.. Aynı büyük ve asil devletin nimetleriyle beslenen Rumlar, Ermeniler arkadan vurup dururlarmışmış.. Bahar öyle bir geliş geldi ki bütün bu kahredici mışmışların üstesinden sanki bir Köroğlu, bir Genç Osman narası esiverdi.sanki bütün bu mışmışlar ocak ayının donları, fırtınaları gibi çözülüp, silinip gitti, sanki her şey yeniden başlıyordu, tıpkı 1071'deki gibi, tıpkı 1299'daki gibi. Sanki Anadolu kocaman bir kovandı da oğul vermeye hazırlanıyordu, ölen arılar dışarı atılacak, bölümler temizlenecek, çiçek tarlalarına doğru o yaratıcı, o biriktirici,o eşsiz uçuşların şevki başlayacaktı..."
Sayfa 285Kitabı okudu
Reklam
“Doktor bey.. Biz Arabız ve Müslümanız elhamdülillâh... Osmanlı Devleti de Müslümandır. Dedelerimiz asırlarca bu din kardeşliği için Araplıklarını hatırlamadılar. Osmanlılardan ayrılsalar dinlerini mi kaybederlerdi? Elbette hayır. Hallerinden memnundular ve ondan hatırlamadılar. Fakat hatırlamamak vazgeçmek değildir doktor bey. Dediğim gibi onlar memnundular. Çünkü Osmanlılar âdildi ve kuvvetliydi. Adalet ve kuvvet! Bunların ikisi bir arada olunca mesele kalmaz. Bir başka ırkı veya kavmi elde tutabilmek için bunlar lâzımdır. Hem de tam olarak olması lâzımdır. Osmanlı Devleti ise uzun zamandır ne âdil, ne de kuvvetli. İttihatçıların, Cemal Paşaların yaptığı zulümler ortada. Sığınacak bir yer aradık, İngilizler, refah vâdettiler. Onlara kandık. Siz şimdi yalnız aldığımız paraları düşünüp bize hain, hem de din haini gözüyle bakıyorsunuz. Allah adına yemin ederim ki, biz hain değiliz, biz yaşamak, ayakta kalmak için böyle yaptık.”
''Yanıldığımı sanmıyorum muhterem peder. Evet biz Osmanlıyız. Babalarımız ve dedelerimiz asırlardan beri bu toprakta Türklerle birlikte, onların haklarına sahip olarak yaşadı. Bir zulüm, bir hakaret görmedik. Aldık, verdik, hak hukuk geçti aramızda... Devlet galip gelince bir kötülük görmedik, üstelik makamlar, unvanlar aldık.Fakat yenilince biz kötülüğe kalkıştık. Ne için ? Yakışır mı bu? İşte işitiyoruz. Bizim dediğimiz Atina ordusu gittiği yerde bize köpek gibi bakıyormuş. Halbuki siz bayram yaptınız geliyorlar diye...''
''Sen Müslümansın ve Osmanlısın. Bunun ne demek olduğunu sana söyleyeyim mi? Dinle: Senin cedlerin defalarca ve defalarca Konstantiniyye diye sefere çıktılar. Amma yalnız kanları bu fethin misilsiz şerefini elde etmeye yetmedi. Ve Arap dahi defalarca aynı şeref uğruna, başlarında Eyyub Ensari'nin taşıdığı sancak olduğu halde aynı sefere çıktılar. Amma bu emsalsiz fethe yalnız İslamda yetmedi. Vakta ki senin kanın İslamın imanı ile birleşti, işte o zaman Allah'ın takdıs ettiği büyük feth müyesser oldu. Senin ikbalin, senin varlığın bu birliğe bağlıdır. Birinden koptun mu uçurum seni yutar, yutacaktır. ve sen al ve yeşil sancağı unutmak üzeresin, birbirinden ayırmak üzeresin. Uyan.''
1/10 puan verdi
Bence acayip sıkıcı ilerliyor ve konu hep başladı diyerek bu eseri okumaya devam ettim ama daha fazla dayanamadım.Bence bu kitap 14 yaştan ziyade 30+.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,8bin okunma
Reklam
« Komşumuz ihtiyar bir Türk olan Hüseyin Ağa çok yoksuldu, hanımı, çocukları da yoktu. Akşam eve geldi mi, avluda diğer ihtiyarlarla oturur, çorap örerdi. Ermiş bir adamdı Hüseyin Ağa. Bir gün beni dizlerine aldı; hayır duası eder gibi elini başıma koydu; ‘Aleksi’ dedi, 'Bak sana bir şey söyleyeceğim, küçük olduğun için anlamayacaksın, büyüyünce anlarsın. Dinle oğlum, Tanrı'yı yedi kat gökler ve yedi kat yerler almaz; ama insanın kalbi alır, onun için aklını başına topla Aleksi, hiçbir zaman insan yüreğini yaralama. »
Tek kollu, fakat sapasağlam mideli kalan bedeni, ihtiyar anayı düşünmeliydi artık. Düşünmeli ve hiçbir şey hatırlamamalıydı. Hem hatırlamak, hem de düşünmek mi? Fakat cehennem dedikleri işte bu değilse nedir?
Fakat ne olursa olsun bir şeyler yapabilirdi. Her insanın ölünceye kadar yapabileceği bir şeyler vardı. Her insan da, kör topal bunu yapıyordu. Mesele iyiyi kötüden ayırabilmekte idi ve her şeyin, ama her şeyin iyisi de, kötüsü de oluyordu.
Herkes bir yol tutturursa, hedef aynı olsa da, herkes birbirine düşecek demek değil miydi?
Reklam
"Düşmanın bir mi? Sen ona bir daha ekle. Üç mü, beş mi? Sen ona bir de kendini ekle ve üçse dört, beşse altı de. Ve sen, sana düşmanların en çetini oldun, bunu böyle belle!.."
"Bu da bir çeşit şehit düşmek... hayatı asıl harpten sağ çıkanlar kaybediyor."
Düşünmek insanın içinde kendine karşı bir düşman daha peydahlaması oluyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.