Ölmek istiyorum, dekorsuz, poz almadan.Batan bir güneş gibi ihtişamla değil, kaderin bileklerime taktığı prangalardan kurtulmak için ölmek. Mütevazı bir odadan süslü bir salona geçer gibi, realiteden tarihe geçmek umurumda değil.
Şiirde bir Bâkî, bir Fuzulî, bir Nedim, bir Şeyh Galip hâlâ rakipsiz. Hamit veya Fikret, Haşim veya Yahya Kemal, Necip Fazıl veya Nâzım Hikmet. Himalayalar’da birer zirve.
Hiçbir şeye ihtiyacım yok, hiçbir ihtirasım yoktur. Bir kelime ile Müslüman olmak istiyorum. Falan sınıfta değil de Müslüman hangi sınıftansa o sınıftan olmak istiyorum.
Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım, karanlığa o kadar alışmışsınız ki, yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi. Aydın gölgesinden korkuyor. Kafası ile düşünen adamın tutunabileceği dal yok.
Solun mukabili sayılan sağ hakkındaki telâkkileri de bundan pek farklı değildi. Ona göre sol perişan, sağ paramparça idi. Hep daha çok kâr peşinde koşan ve kendi menfaati için bazı ülkeleri hammadde pazarı hâline getiren kapitalizm ise bir nevi yamyamlıktı.
“Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım, karanlığa o kadar alışmışsınız ki, yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi. Aydın gölgesinden korkuyor. Kafası ile düşünen adamın tutunabileceği dal yok.”
İnsanların hayvana ve maddeye özenmelerini caresizligin,şuursuzlugun tezahürü saydığı ve mutlak gerçeğin karşısında herkesin sükut ettiğini,bu hususta fazla söz söylemenin neticeyi değiştirmeyeceğini kendi tecrübelerinde de gördüğü için nihaî kararını vermişti: "Galiba tek kurtuluş inanmakta. İman ilâhi bir hidayet..."
Meselâ Elit Pastanesi'nin müdavimlerinden Salah Birsel, "Elit'e gelenlerin en kültürlüsü, en bilgisi Cemil Meriç'ti. Fransızcanın elenikasını bilir, gece gündüz de okurdu. Bu yüzden gözlerinin gücünü her gün biraz daha yitirdi. Ne var ki o buna hiç aldırmaz, odasında masanın üzerine sandalyeyi koyar, kendisi de sandalyeye çıkarak kitabını ampule 30 santim uzaklıkta okurdu. Bunu elektrik ampulünü aşağıya kadar iletecek kordona verecek parası olmadığı için yapardı. Bunca parasız oluşunun nedeni ise eline geçen paranın tümünün kitabı yatırması idi."
" Dünya kurulalı beri hiçbir yatırım, Hindistan'ın yağmasından elde edilen kazancı sağlayamamıştır ve İngiltere elli yıldan fazla bir zaman herhangi bir rakiple karşılaşmamıştır."
Ernest MENDEL