Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kürtler Fırat Nehrinin Kuzey Suriye'den geçtiği alanlardan başlayıp Türkiye üzerinden İran'daki Kirmanşah bölgesine doğru uzanan ve belkemiğini Zagros Dağlarının oluşturduğu hilal şeklindeki dağ silsilesi boyunca yerleşmişlerdir. Mezopotamya bozkırlarına doğru dağ etekleri boyunca yayılırlar; kuzeye ve doğuya doğru gidildikçe Kürt böl- gesi Ermenistan ve Azerbaycan bölgelerine karışır. Yaşadıkları alanların büyük bir kısmında, Kürtler toplam nüfusun sadece küçük bir bölümünü oluştururlar. Diğer taraftan, Güney Kürdistan hemen hemen tamamiyle Kürtlerin yerleştiği bir alan- dır
Kürtler sözkonusu olduğu sürece, bu bölge Arap, Pers ve Türk kültürlerinin karşılaşma alanlarıdır. Böylesi bir konum değişik ve rakip normatif sistemler, farklı örgütlenme ilkeleri ve iktidar hiyerarşileriyle tanışıklığı beraberinde getiriyor. Sözkonusu köylünün bu tanışıklığı, bu değişik sistemlerin ve ilkelerin manipülasyonu için yapılan teşebbüslere zemin sunuyor. Böylece, bilinen (fakat kısmen birbirini karşılıklı olarak dışlayan) sistemleri manipüle eden rakip gruplar farklı köylerde farklı güç hiyerarşileri kuruyorlar. Bu durum bölgedeki toplumsal örgütlenme biçimlerinde çeşitliliğe neden oluyor.
Reklam
Komite merkezinde tanzim olunan planın Ermenilere ve Kürtlere ait olan kısmı mevki-i tatbike kondu. Ermeniler katliam edildiler. Kürdistan'ın muhtelif yerlerinden, plan mucebince [gereğince], Kürtlerin tehcirine ve müteaddit kafilelerin [pek çok kafilenin] garptaki Türk vilayetlerine sevkine başlandı. Ermeni tehciri esnasında taktile [katliama] alışmış olan muhafız kuvvetler bu alışkanlığı bazen Kürtler üzerinde de tatbik ettiler. Fikir adeta umumileşmişti. O tarihte Nuri Paşa ordusuyla Bakü'de bulunuyordum. Ordu menzil karargah kumandanı idim. Karargah tabldotunda her gün 30-40 zabit bulunurdu. Türk Ocakları'nda terbiye almış olan birçok zabitlerden defaat ile [defalarca] aynen şu sözleri işittim: "Gelirken Zu'ları bitirdik, dönüşte nöbet Lo'larındır". Zu ile Ermenileri Lo ile de Kürtleri kastediyorlardı.
Bu ameliyeyi [uygulamayı] başa çıkarmak [başarıya ulaştırmak] için iki usul tatbik, iki tarik [yol] ihtiyar olunacaktı: Aşılamak, budamak. Müslümanlar temsil, gayr-ı Müslimler taktii edilecekti [katledilecekti]. Gayr-ı Müslimlerin temsili mevzu-u bahis olamazdı. Çünkü din farkı, lisandan çok kuvvetli ve temsil ameliyesinde aşılması hemen imkansız bir settir. Ancak hakiki bir ihtidadan sonra mevzu-u bahis olabilir. Yeniçeri Ocaklarının iadesi ise varid-i hatır olamazdı [hatırlanamazdı]. Teferruatın, muvakkat [geçici] tedbirlerin, ihtirazı ve istisnai kayıtların izahına girişmiyorum. İttihat ve Terakki hükümetinin bu planını umumi şekilde ve muhtasaran [kısaca] zikrettikten sonra, planın Kürtlere ait kısmını takiben ilerleyelim: Bu plana nazaran Kürtler taktii [katledilen] değil temsil kısmına dahil olan milletler meyanında [arasında] idiler. Kürt unsuru, "Yeni Turan, güzel ülkeye" giden yolun üzerinde yaşayan bir millet idi. Türkleştirilmeleri mühim, belki müsta'cel [acil] ve herhalde derece-i vücub da [vacip] idi. Kürtlerin temsiline dair bir de kanun yapıldı. Zamanın bedbaht padişahı Sultan Reşat'a da tasdik ettirildi. Mezkur [sözkonusu] kanunda vilayet-i şarkiye [doğu vilayetleri] ismiyle yad olunan Kürdistan'da sakin [yerleşik] halk yani Kürtler, o araziden kaldırılarak garb'e yani Türk vilayetlerine nakil ve ahali kısmı mahalli nüfusun yüzde beşini (%5) tecavüz etmeyecek surette Türk köylerine tevzi; beyler, ağalar ve şeyhler ise derece-i ehemmiyetlerine [önem derecelerine] göre vilayet, liva ve kaza merkezlerine iskan olunacaklardı. Ahalinin bey, ağa ve meşayıh ile münasebeti tamamıyla qet edilecekti [kesilecekti].
Fenalaştım…
Devletin tam bağımsızlığıyla bekası, saltanat ve hilafetin yok olmaktan korunması uğrunda katlanmaya hazır olduğunuz fedakarlık derecesine ve bana karşı olan sevgi ve itimadınıza emniyetim tamdır. Kürtlerin devletten ayrılarak İngilizlerin himayesinde bağımsız Kürdistan kurmaları teorisini tasvip etmem. Çünkü bu teori, muhakkak Ermenistan lehine İngilizler tarafından tertip edilmiş bir plandır. Bayazıt sancağına resmen gelen ve beraberinde bir Ermeni subayı bulunan İngiliz temsilcisi, o havalinin Ermenistan olduğu ve bu keyfiyetin tebliği kararlaştırılmış olduğundan, Ermeni askerleri himayesinde Ermeni muhacirlerinin dönmeye başlayacağını re'sen bildirdi. Tabii ki bunu reddettim ve edeceğim. Kürtlerle Türkler birbirinden koparılmayı kabul etmez öz kardeşler; bugün için vicdani borcumuz, Kürtler, Türkler, bütün İslami unsurlar tek vücut ve tek yürek olarak bağımsızlığımızı savunmak ve vatanın parçalanmasını önlemektir. Türk ve Kürt milletinin bu yüce maksadı elde etmeye azmelmeleri sayesinde neticeden tamamen emin olabiliriz. Bende bu kanaat sarsılmazdır. Kanaatlerimin […] edinilmesindeki azmimin hiçbir kuvvet karşısında değişmeyeceğini en iyi siz bilirsiniz. Kürt kardeşlerimin hürriyeti ve refah ve ilerlemesinin vasıtalarını sağlamak için sahip olmaları gereken her türlü hukuk ve imtiyazların verilmesine tamamen taraftarım. Fakat Osmanlı Devleti'ni parçalanmaya uğratmamak şartıyla görüşüme katılacağınıza şüphe etmem.
Sayfa 388 - Cemil Paşazâde Kâsım Bey’e (16 Haziran 1919)Kitabı okudu
Söz konusu dönemin başında, dünyada makul bir yere sahip olan enerjik, çalışkan Kürt toplumu, bu dönemin sonunda, Ortadoğu'nun en geri kalmış ve en çok tahrip olmuş toplumlarından biri haline geldiler. Bu çöküşün iki temel nedeni vardı: 1) Ortadoğu'nun, savaş halinde olan ve başlıca savaş hattı da Kürdistan'ın tam ortasında bulunan Pers ve Osmanlı imparatorlukları arasında bölünmesi; 2) daha da önemlisi uluslararası ticaret yollarında tarihin akışını değiştiren rota değişikliğinden dolayı, Kürdistan'ın içine düştüğü keskin ekonomik yalıtılmışlık.
Reklam
“Moğolların Cizre Diyarbekir Meyafarkin Mardin gibi kentlerde gerçekleştirdikleri yıkımı kelimelerle anlatmak gerçekten zordur “
Kürdistan'da Hurri Devletleri: M.Õ. 7.yy'da tüm Kürdistan'ın Medler altında birleşmesi ile doruğa çıkan Hint-Avrupalıların gelişinden önce, Kürt tarihinin 3000 yılık Hurri evresi boyunca sayısız krallık ve şehir-devlet ortaya çıktı ve yok oldu. Bu Hurri krallıkları ve prensliklerinden bazıları şunlardı; Kummuhu, Melidi, Gurgum, Ungi, (Unqi), Kaman, Kasku, Nairi, Shupria, Urkish, Muşku, Urartu, Namar, Saubaru, Mard, Lullubi, Qardu, Zamua, Ellipi, Manna ve Guti. Bunlar günümüzde öncelikle Mezopotamyalı isimleri aracılığıyla bilinmektedir, yerli isimleri ise henüz keşfedilmemiştir. Öte yandan, bunlardan bazılarının, isimlerine modern Kürt yerleşim yerleri ve/veya klan isimlerinde de rastlanmaktadır. Örneğin Muşku adı günümüzde Kuzeybatı Kürdistan'daki Muş şehri ve bölgesi olarak varlığını sürdürmektedir.
Çayönü. Oylum Höyük. Titriş (Batı Kürdistan'da). Jarmo, Tepa Gewre (Orta Kürdistan'da, Ganj Dara ve Giyan (Güney Kürdistan'da) gibi bölgeler, Eriha ve Yahudiye ile birlikte, gezegen üzerindeki ilk şehirli toplumlar olmuşlardı, her ne kadar bu şehirler" cüzi bir büyüklüğe (1000-1500 kişi) sahip ol salar da. Dünyanın geri kalan kısımlarının çoğu elbette bu dönemde mağara yaşamıyla sınırıydı.
Piktografik yazıyla yazılmış kayıtları taşıyan ve daha iyi bir terim bulunamadığı için "proto-Elami" olarak bilinen kil tabletler, bilindiği kadarıyla ilk kez yaklaşık olarak 4500 yıl önce, Güney Kürdistan'da, Kangawar yakınlarındaki Godin'de ortaya çıkmışlardı. Eğer sikke sisteminin kendisini yazı-dışı kabul edersek, bu tarih Kürdistan'ı dünyadaki ilk okur yazar toplumlardan birinin yaşadığı ve komşu Mezopotamya'dan sonra ikinci sırada gelen ve komşu İran Platosu'ndaki benzer gelişmeler üzerinde düzeyi henüz bilinmeyen etkiler bırakan bir bölge haline getirmektedir.
Reklam
Çayönü'nü çevreleyen bölge, dünyanın yaşayan en eski endüstriyel yerleşim bölgesi olarak adlandırılabilir, çünkü neredeyse 7000 yıl önce başlayan bakır dökümlerden ve bakır alaşımlardan yapılma eşya üreticiliği günümüzde de devam etmektedir. Dünyada düzenli "modern" dokuma ile yapılmış 9000-yıllık en eski kumaşın yine Çayönü bölgesinde bulunması ve Kürdistan'ın dokuma teknolojisinin gelişimindeki payı halılar ve Dokumalar bölü münde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
Elbette tarım zorunlu olarak flora ve faunanın evcilleştirilmesini gerektiriyordu. Günümüzün modern buğday, arpa, çavdar, yulaf, bezelye, mercimek, yonca ve üzüm gibi ürünlerinin ilk örnekleri, ilk defa M.Ö. 9. binyıldan kısa bir süre önce, modern Kürtlerin ataları tarafından ıslah edilmiştir. Evcilleştirilen ilk keçi, koyun, köpek ve domuzların kalıntıları Kürdistan'daki üç önemli arkeolojik bölgede bulunmuştur.
Tarihi Bereketli Hilâl'in dağlık kuzey kesimi olan Kürdistan, pek çok ilk evcilleştirme ve endüstriyel teknolojilerin yanı sıra, yiyecek üretim tarzlarının da gelişim ve uygulama alanıydı. Kayda değer miktardaki arkeolojik kanıtlar Kürt dağlarının yaklaşık olarak 12 000 yıl önce tarımın icat edildiği bölge olduğuna işaret etmektedir. Bu devrimci teknoloji daha sonra Kürt dağlarından komşu Mezopotamya'nın ovalarına, Batı Anadolu tepelerine ve İran platosuna yayıldı. Yaklaşık olarak 8000 yıl öncesine gelindiğinde, daha da genişleyerek, Kuzey Afrika, Avrupa ve Hindistan alt kıtasına yayılmıştı. Bu yüzden. Kürdistan birçok yaygın ürünün ve evcil hayvanın çıkış noktasıdır.
TARİH ÖNCESİ ve ERKEN TEKNOLOJİK GELİŞİM: M.Ö. 10 000-3000 Bugün yaşadıkları ülkenin yerli halkı olan Kürtlerin tarihi hakkında hiçbir "başlangıç" yoktur. Kürtler ve tarihleri, binlerce yıllık kesintisiz içsel evrimi ülkelerine dağınık biçimde gelen halkların ve düşüncelerin asimile edilmesinin ürünüdür. Kürtler kültürel ve genetik olarak, tarih boyunca gelip Kürdistan'a yerleşmiş tek bir halkın değil, tüm halkların torunlarıdır. Hurri, Guti, Kurti Kaldi, Mard, Zela, Karduçi ya da Ari Medleri, Sagartyanlar, Mitanniler ve Kassitler gibi halklar tek başına Kürtlerin atasını ve onların kültürünü değil, yalnızca bir atayı temsil etmektedir. Gerçekten de Kürt halk kültürünün bazı izleri, arkeolojik kanıtlar aracılığıyla 50 000 yıl öncesine, Neandertal insanlara ve açıkça isimsiz olan bir kültüre dek sürülmüştür. Bununla birlikte, bir yerden başlamak ve Kürtlerin tarihini incelemek üzere, tarihin akışı içindeki dönemeçlerden birini seçmek gerekiyor. En uygun tarih 12 000 yıl öncesi, yani Neolitik Devrimin başlangıcıdır. 12 000 Yıl öncesi aynı zamanda yeryüzünde son buzul döneminin sona erdiği ve jeolojik Holosen döneminin; yani İnsanlık Çağının başladığı tarihtir. Ve Kürtler kendi antik vatanlarını, dağları ve dağ eteklerini, gelişimin başlıca bölgelerinden biri olarak değerlendirebilecek kadar şanslıdırlar.
W.R. Hay 1921 yılında şu isabetli gözlemde bulunmuştu: "Kürdün kendisini ve kardeşlerini küçümsemek gibi tuhaf bir alışkanlığı vardır; muhtemelen bu alışkanlık Kürde, onu Osmanlılaştırmak ve her türlü ırk duygusunu kökten sökme çabası içinde olan Türkler tarafından aşılanmıştır. Kürt sürekli olarak, yalnızca dışarıyı gören biri anlamında "zahirbin.", açgözlü anlamında "tamahkar" ve 'yabani' anlamında "wahşi" deyimleriyle kendisinden söz eder." Bu yüzden, sadece geçtiğimiz birkaç yıl içinde bile, Kürdistan'da yapılan tüm gümüşçülük işlerini Kürt Yahudiler'e, tüm taşçılık işlerini Asuriler'e, tüm güzel halıları Farslar'a, tüm mimari anıtları Ermeniler'e ve Kürt kökenli eserlerin çoğunu Türklere atfeden pek çok makalenin çıkmış olması; böylelikle Kürtlere "soylu vahşi" dışında başka bir tarihsel miras bırakılmaması hiç de şaşırtıcı değildir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.