Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Kuşkusuz, en etkili ve evrensel silah, kelimedir. Okumadığın gün karanlıktasın.”
Nuri Pakdil
Nuri Pakdil
Van Gogh'un 1890 yılında (kulağını kestikten 2 sene sonra) çizdiği “Tutuklular Çemberi” tablosunu daha önce görmüş müydünüz? Van Gogh 1888 yılında kulağını kestikten sonra akıl hastanesine kaldırılmıştı. Dolayısıyla bu tabloyu oldukça karamsar bir döneminde çizmiştir. Resimde etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir hapishane avlusunda, çember
Reklam
"Kuşkusuz en etkili ve evrensel silah kelimedir .Okumadığın gün karanlıktasın . "
Allah Buyurmuştu ki; "Korkmayın! Hiç kuşkusuz ben sizinle beraberim, işitiyor ve görüyorum." _Taha 46_
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.Bundan hiç şüphe yok.Kim eskiden herşeyin yolunda gittiğini iddia edebilir ki!?Eskiden de bazı şeyler yolunda gitmiyordu.Eğer her şey yolunda gitseydi, şimdi yaşadıklarımız karşısında bu derece çaresiz kalabilir miydik? Aslında herşey eskisinden de daha iyi olabilir, eğer hayatında bazı şeyleri değiştirmeye
Öykü Konusunda Tavsiyeler
Son zamanlarda öykü konusunda tavsiye vermemi isteyen epey mesajla karşılaşıyorum. Zamanında bende - #17244229 - sormuştum. O günden bugüne epey zaman geçti. Tavsiye edilen birçok kitabı okumaya çalıştım. Ayrıca bunun dışında da rast geldiğim öykücüleri okumaya gayret gösterdim. Bu yazım kesinlikle ukalalık olarak
Reklam
Cemil Meriç "Bu Ülke" isimli eserinde kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim, der. Var mı sizin de kitaplarda sevdiğiniz kahramanlar? Bir "kitap kahramanı" olsaydınız hangisi olurdunuz /olmak isterdiniz? Kendi adıma, kitapları okurken başkahraman ile özdeşim kurarım genelde. Ve kuşkusuz
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit
'in kahramanı Başkomiser Nevzat olmak isterdim.
"Kuşkusuz ki en büyük ön yargı, etrafımızdaki herkesi 'insan' sanmamızdır." 💭 Bukowski
Yaşamak adlı davanın yargıcı olan, Vicdan muhasebesi yapan, Kendi içinde mahkemesini kuranlardır ince ruhlu insanlar. İntihar ederek yaşamına son veren, Doğu’nun Franz Kafkası olarak bilinen Sadık Hidayet Kör Baykuş’ta ruh durumunu şu şekilde ifade ediyor: Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya. Bazı kimselerin ölümle savaşı daha yirmisinde başlar. Kimse göründüğü kadar dayanıklı değildir. Sadece görünmeyen yangınlar, duyulmayan fırtınalar, gizlice çürüyen ruhlar vardır. Sergey Yesenin ise son şiirinde "Şu yaşamda yeni bir şey değil ki ölüm.” Der "Ama yaşamak da yeni sayılmaz kuşkusuz.” Sylvia Plath’ın son satırları ise söyledir: "Karanlığın sızdığını görüyor musunuz çatlaklarımdan? Tutamıyorum içimde hayatımı." Mutluluğun enkazına giden süreçte, Etken düşüncenin empoze edildiği döngüydü küçük çatlaklar. Etrafımızdaki insanların birleşim kümesi olmaya zorlanmış, Edilgen, kendinden uzak olan ruh sürgüne gönderilmiş. Bu noktada içe atılan en gürültülü sessizliğin yankısında sağırlaşmış. Neydi ölümün simgesi? Sonsuz bir sessizlik mi? Bağırmayı unutanların çığlıkları mı ? 𝔈.𝔇.
"Bir gün öleceğiz kuşkusuz, her gün yaşıyor olmaya inat!"
Şeyma Reyhan Gözen
Şeyma Reyhan Gözen
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.