Uzun zamandan beri okunmak için sırasını bekliyordu ve aslında sırası hala gelmemişti. Twitter'da gördüğüm pandemi hakkındaki paylaşım üzerine öne çektim. John Coleman eski bir MI16 ajanı ve yeni dünya düzeni hakkında pek çok kitabı var. Bu kitabında şimdilerdeki tabiriyle "büyük sıfırlama" konusuna girmiş. Özellikle pandemi, küçük çaplı savaşlar, kıtlık vb konularındaki aktarımlarının (günümüzdeki olayları göz önüne aldığımızda) "boş konuşuyor" diyemiyorsunuz. Kennedy suikasti ile ilgili kitapta iki bölüm var. "Çok gizli, herkes bilmez" dediği konulara, isimlere "yıllar süren" araştırmaları sonucu ulaştığını iddia eden yazar hakkında insan şunu düşünmeden de edemiyor: "iyi de abi sen bu kadar gizli bilgilere ulaşıp adamları deşifre edebiliyorsan, bu çok gizli adamlar bu bilgileri yayınlamana nasıl izin verdi?"
300'ler KomitesiJohn Coleman · Destek Yayınları · 2014144 okunma
Fatih Sultan Mehmet, Türk tarihinde çok önemli yere sahip olan zekası, komutanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu'nu kalkındırması tartışılmayacak ender isimlerdendir. Bu sebeple dönemiyle ilgili çokça konuşulan padişahtır. Peki Fatih'in babası 2 Murad'a "gel tahtın başına geç" veya "Truva'nın intikamını aldım" deyip demediğini, "Şehirde Latin külahı görmektense, Türk sarığı görmeyi yeğlerim" cümlesinin hangi koşullarda söylendiğini, oğlu Şehzade Mustafa'nın esrarengiz ölümünü, Ulubatlı Hasan diye birisinin gerçekten yaşayıp yaşamadığını merak ediyor musunuz? Cevabınız "evet" ise kitabı okumalısınız. Fatih Sultan Mehmet dönemi ile ilgili en çok merak edilen konuları okuyucuyu bunaltmadan, olabildiğince sadeleştirerek anlatmış Erhan AFYONCU.
2016 son aylarında kitapçıda ilk gördüğüm vakit, kapak tasarımı dikkatimi çekmişti, öyle almıştım. O zamanda bir çırpıda okumuştum kitabı ve okuduktan sonra öyle çok sevdim ki eşe, dosta, tanıdığa, arkadaşa yani kitap okuduğunu bildiğim kim varsa ona tavsiye ettim. Hatta o dönem kullandığım Twitter hesabımdan birkaç kez hediye ettim. 2 Şubat 2022 tarihinde babama "akciğer kanseri - 4. evre" teşhisi konunca gidip bu sefer ciltli baskısını satın aldım. Babamın yanından dönmeyi bekledim okumak için ve kısa süre önce de okumaya başladım. Babam şu an kanserle mücadelesine devam ediyor. Can Yücel'in şiirinde dediği gibi: "Baban giderse, sırtını yasladığın dağ gider. Bayramda öptüğün el gider" dizelerini hatırlayarak iç çeke çeke okudum bu sefer. Hatta beni esas etkileyen neydi onu da söyleyeyim, kitabı yeniden satın aldığımı gören eşim "ilk aldığın zaman nasıl içselleştirdiysen aynısı başına geldi" demişti. Kuşlar yasına gider benim için babama veda anlamı taşır. Kuşlar yasına gider romanını artık hediye etmem ama herkese de tavsiye ederim çünkü baban gidince sırtını yasladığın dağ gider.