Zaten onlara kalsa,her ay karneyle verilmeliydi insanlara KELİMELER. Herkes ağzından çıkan sözlerin,tıpkı içtiği su, işlediği toprak gibi kıt kaynaklardan olduğunu,konuştukça sınırlı payından tükettiğini bilmeliydi.
ŞİMDİ SÖYLE EY RUHU BİR GARİP SİTÂREYE DÖNEN BİÇÂRE!
NE VAKİT GİDENLER DÖNECEK DERSİN?
VAKİT GEÇMİŞ ZAMANDA KALSIN.
MECNUN LEYLA'SINI RİVAYETTE BULSUN.
ÇÜNKÜ GELECEK HEP GEÇİCİDİR,
RİVAYETLER BAKÎ.
HANE GİDENLER BİR GÜN ELBET DÖNERDİ?
BİR BAŞINA KALDI HASRET KOKAN SATIRLAR.
GENE DE GİDENLER DÖNMEDİ.
YALNIZLIK KENDİNE BİR KAFTAN BİÇTİ DE OTURDU BİR SOBANIN SOL YAMACINA.
ÜŞÜYEN RUHUNA BİR DEMLİK ÇAY KAYNATTI,
BİR ODUN ATEŞİNDE.
KESTANELER TEK TEK ÇATLAYANA KADAR SUSTU.
Kesinlikle okunması gereken harika bir roman, hele de bu dönemin bilindik ve asla bilmek istemediğimiz,yer yer canımızın yandığı;hiç tanımadığımız insanlar için oturup ağladığımız hikayelere gönderme yaptığı için özellikle okunması gereken baş eserlerden biri.
Ana konular;
#Onca kötülüğün içinde işlenen güzel dostluklar.
#kadın cinayetleri
İnsaf et Anna!
Gidelim buradan.
Senin masumiyetini, bilgelik zamanlarından kalma sırları,dünyanın bütün sabahlarını yanımıza alıp da gidelim.
Hesap etmeden,haritaya bakmadan gidelim