"Toparlandım hemen.Bir kısır döngüde idik.Feleğimle birlikte şaşırıyordum yine.Pek aklı başında olduğu söylenemezdi ama felek bana aitti ve birkaç gün ve gece çalmıştım ondan.Çemberinden henüz geçmedim diye katlanıyor olmalıydı bana. "
"Olsun be Yıldız, ölü biliyorlar seni ve bana inanmayacaklar.Çoğumuz bu hayatta yaşayan bir ölü değil miyiz? Kim bana hayatın ta gerçeğini bulup da söyleyebilir ki.Gerçek ne?Herkesin hayatında sakladığı kocaman sırları yok mu?"
"Daldın Ceyhan"
Yıldız ablanın sesi ile kendime geldim.Evet,dalmıştım.Ve o da benimle birlikte oturuyordu.İkimiz,onun mezarının üzerinde yan yanaydık.Yıl 1968 değil, 2017 idi.Ve Haziran ayında,Urfa'daydık.
Kimsesizler mezarlığında...
"Bu isim.O mu yani?
Onun mezarı mı bu?
Ne düşüneceğimi bilemeden yazıyı bir kez daha okudum. Gerçekten sen misin Yıldız abla?
"Eğer üzerimden kalkarsan anlatabilirim."
Leyla Küçük Ülker
"Böyle bir çok hatırayı sereserpe dağıtınca iyiydi ama, ortalığı derleyip toplayıp yeniden yüreğime tıkıştırmak yine bana düşünce hiç hoşuma gitmiyordu. "
ÖNCE YEŞİLDİ KİRAZ 'dan..