Bu kitap her hücremi paramparça etti. O kadar güzel yazılmış ki okurken sanki tüm olayları ben yaşıyormuşum gibi hissetmekten kendimi alıkoyamadım. Hatta bazen kitabı kapatıp gerçek olmadığını idrak etmek için okumaya ara vermem gerekti. Özellikle 23. bölümde... O sayfaları okurken o kadar çok gerildim ki anlatamam. Hatta bölümü okuyup bitirdikten sonra uzun bir süre kendime gelemedim. Kitabı okumuyorken bile kitap hakkında düşünmeyi bırakamadım. Sürekli aklımda “Şimdi ne olacak?”, “ Lily ne yapacak?”, “Acaba nasıl bitecek?” gibi sorular dönüp duruyordu.
Hayatımda okudum en güzel kitap. Ve bir daha hiç bir kitabı okurken böyle hissetmeyeceğimi bilmek beni azıcık üzüyor. Bu kitap en üst seviyedeydi. Colleen Hoover’ı ve bu kitabı tabi ki de Tiktok’tan gördüm ve gerçekten aldığı tüm iltifatları sonuna kadar hak ediyor. Bu kadın dünya üzerindeki en güzel kitabı yazmış.
Kitabın çoğu kısmında Lily’e çok sinirlendim. Üstelik Ryle’ın ona attığı o ilk tokat’a “beni ittin” dediğinde tek düşündüğüm annesi gibi yaptığıydı. Onu mutsuz eden şeyleri anlamazlıktan gelmişti. Ama her şeyden sonra, Lily çocuğunu doğurduktan sonra Ryle’a boşanmak istediğini söylediğinde onunla gerçekten gurur duydum.
Atlas Lily’i tekrardan Ryle’ın aldığı eve bırakırken bir şey söylemişti; “Gelecekte bir mucize olur da kendini yeniden âşık olacak durumda bulursan, bana âşık ol.” Bu söz cidden kalbimin en derinine işledi… Kitaptaki favori kısmım son söz oldu çünkü anlayan anlar :).
Ve son olarak incelememi Atlasın sözü ile bitirmek istiyorum; “Artık yüzmeyi bırakabilirsin Lily, en sonunda kıyıya ulaştık.”