Azkaban Tutsağı itibariyle serinin iyice içine gireceğiz. Sihir dünyası artık gerçek dünyadan o kadar bağımsız olacak ki, yani gerçek hayatı unutturup sadece o dünyada olan olaylar gerçek ve o dünyanın tarihini okuyor hissi verecek okuyucuya da seyirciye de. Azkaban bu konuda oldukça önemli ve bir dönüm noktasıdır. Peki neden? Aynı zamanda Harry yeniden Teyze ve Eniştesi olan o iki gereksiz akrabasının yanına dönecektir. Bu konuda da dikkat çekmek gerek.
Şaşırtıcı olaylar da vardı. Özellikle Ron’un fare muhabbeti okuyucuların aklındadır sanırım.
Azkaban ise bir mahkum hapishanesi. Sirius Black ise buradan kaçtığına inanılan ancak gerçeğin çok farklı olduğunu öğrendiğimiz, üzerinde haksız düşünceler eksik olmayan, bir suçlu olmadığı halde suçlu ve kötü olarak ünlenmiş birisidir. Çok akılda kalıcıdır karakter olarak da. Zaten şu saydığımız birkaç özellik bile çoğu insanın başına haksız olarak gelmiş bir durum olduğundan, karaktere yakınlık duymamak elde değil ki.
Bir diğer aklımda kalan ise Ruh Emiciler. Şimdi bunlar gerçekten ürkütücü aynı zamanda da iğrençler ama şöyle bir olay var. Bunların yazıldığı zaman, uyazarın bunları özellikle yazma nedenini öğrenince fikrim değişti. Ruh Emiciler aslında insanın depresyon gibi mutsuz durumlarda kendini yiyip bitirmesini temsil ediyor yani. Bu açıdan bakarak okuyunca daha farklı oluyor, yalnızca birer canlı olmaktan çıkıyorlar yani.
Hepimize iyi okumalar dilerim..