Her şeyden önce hayatı sevmeyi öğrenmemiz gerekir. Hayat bizi çevreleyen dünyada değil kendi içimizdedir. Etrafı insanlarla çevrili bir insan olmak, durum ne olursa olsun hep insan kalmak, hayat budur işte, hayatın gerçek manası budur!
Tam bir ateist, inancı bütünlük aşamasından bir önceki aşamada bulunan insan demektir. (O son basamağı aşar aşmaz ayrı) umursamaz adamınsa, berbat bir korkudan başka hiçbir inancı yoktur.
Arada bir gözüm kararır gibi olursa da hiçbir zaman kendimi kaybetmem. Ateş içimi dağlamaya başladığında, hatta en üst noktaya ulaştığında bile onu durdurabilecek güçteyimdir, ama kösnül duygularla dolu olmama karşın tüm yaşamımı bir keşiş gibi geçirebileceğimden de hiç kuşkum yok.
Hayatım boyunca içine düştüğüm bütün ayıp, yüz kızartıcı, bayağı ve en önemlisi gülünç durumlar bende bir yandan ölçüsüz bir öfke uyandırırken bir yandan da benim için muazzam bir haz kaynağı olmuşlardır.
Bay Karmazinov, şu bize anlattığınız gibi bir aşkı yaşama mutluluğuna ermiş olaydım, böylesi bir halka açık okuma programında bu aşkımdan söz etmezdim sanırım…
Gün doğdu mu elbette insanı oyalayacak yığınla şey vardır, o sırada yine dini imanı unutur gidersin… aslında şöyle bir gözlemim var: Gündüzleri insanın tanrıya inancı sanki biraz kayboluyor.
Gerçek, dolu dolu bir acı, bazen en aklı havada insanı bile -geçici bir süre içinde olsa ciddi, sebatlı birisi haline getirebilir. Bu da bir yana hakiki bir acının bir aptalı bile akıllandırdığı olur.
Hudutsuz gururum ve bunun doğurduğu aşırı titizliğim yüzünden boyuna kendimle meşgul oluyor, kendimden bazen tiksintiye varan çılgınca bir hoşnutsuzluk duyuyor, başkalarının da bana aynı gözle baktığını düşünüyordum.
Hatta ıstırabın saadet kadar faydalı olması da mümkündür, insanın sırasında acıyı ihtirasa varan derecede sevdiği bir gerçektir. Bunu anlamak için dünya tarihine başvurmaya lüzum yok, hayatın ne olduğunu bilen bir insansanız kendinize danışın yeter.
Bütün bu inlemeler, bir yandan ağrılarınızın küçültücü gayesizliğini anladığınızı gösterir; öte yandan da varlığını umursamadığınız halde, kılı kıpırdamadan sizi hırpalayan tabiat anaya karşı yükselen şikayettir.
Suçlu tabiat kanunları gereği bana vurmuş olabilirdi ve tabiat kanunlarını affetmekten de söz edilemez; unutamazdım, çünkü tabiat kanununa uysa da bir hakaret unutulamaz.