Başkaları bizim mevcudiyetimizi görür, hareketlerimizi, kelimelerin dudaklarımızda nasıl şekillendiğini; sadece biz kendi hayatımızı görürüz. Bu garip bir şeydir: hayatımızı görürüz, onun böyle olmasından hayrete düşeriz, ama onu değiştiremeyiz. Hayatımızı yargı- ladığımızda bile, hâlâ ona aitizdir; onaylamamız da kınamamız da onun bir parçasıdır, kendi kendini yansıtan odur daima.