Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

null

Sevdiğimi görmüşüm rüyamda. Başımda oturmuş saçlarımı okşuyor elleriyle. Saçlarımsa olmuş bir sarhoş. Geçip kendinden, kucağında dalgalanmak istiyor köklerini saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Oysa ben!.. Ben ki geçmişim kendimden yüreğimi saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Ve de yitirmişim bu yakıcı esintinin büyüleyen
Sayfa 106 - Kırmızı Yayınları - 2. Baskı (2011)
Reklam
Başkalarının uykularını kaçıran şeyler daha mı az bayağı?
Sayfa 62 - YKY - 17. Baskı (2020)
İsraf içindeydiler; durmadan kendilerini tüketiyorlardı.
Sayfa 33 - Ferfir Yayınları - 2010

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Üzerlerinde büyüyen zulmetin, Allah'ın onları rahmetinden çıkarmasından dolayı olduğunun farkında bile değillerdi.
Sayfa 12 - Ferfir Yayınları - 2010
Mauve, "ben sanatçıyım" dememden alınmış. Ben bu sözü geri almam, çünkü bu sözcüğün benim için taşıdığı anlam şuydu: hiç durmadan arıyorum, mükemmele erişemiyorum. "Biliyorum, aradığımı buldum" demenin tam tersiydi söylediğim söz.
Sayfa 68 - Ada Yayınları - 1985
Reklam
Üç aşama var: Birinci: sevmemek ve sevilmemek. İkinci: sevmek ve sevilmemek (benim durumum) Üçüncü: sevmek ve sevilmek Bana sorarsan ikinci aşama birinciden daha iyi, ama üçüncüsü! En harikası o! İşte böyle, old boy, sen de âşık ol, emi?
Sayfa 51 - Ada Yayınları - 1985
Kafese kapatılmış bir kuş, bahar geldi mi, yapacağı bir şey olduğunu çok iyi bilir, ama yapabilecek durumda değildir. Nedir bu? Pek iyi de anımsayamaz. Belli belirsiz bir şeyler gelir gözünün önüne, ve kendi kendine der ki, "Öteki kuşlar dallarda yuva kuruyorlar, yumurtluyorlar, yavrularını yetiştiriyorlar." ve başını kafesin çubuklarına vurur da vurur. Oysa kafes olduğu yerde kalır ve kuş, acıdan deliye döner.
Sayfa 46 - Ada Yayınları - 1985
Elimden nasıl geliyorsa öyle yaşadım, iyi kötü, gelişigüzel; birçok kişinin güvenini yitirdim, doğru; parasal durumum acınacak gibi, doğru; geleceğim çok karanlık görünüyor, doğru: işlerimi daha iyi yürütebilirdim, doğru; sırf ekmek parası kazanacağım diye çok vakit kaybettim, doğru; çalışmalarım, incelemelerim de kötü, hattà umutsuz durumda şu sıra, doğru; gereksinimlerim sahip olduklarımı çok aşıyor, evet. Ama, buna yokuş aşağı inmek mi denir, hiçbir şey yapmamak mı denir?
Sayfa 41 - Ada Yayınları - 1985
ama o ruh denilen şey var ya, o hiçbir zaman ölmez, hep yaşar, hep ve her zaman ve sonsuza dek arayışını sürdürür derler.
Sayfa 40 - Ada Yayınları - 1985
Tüylerini dökme — tüy değiştirme— vakti kuşlar için neyse, biz insanlar için de düşkünlük ve mutsuzluk dönemleri aynı zor zamanlar. Böylesi bir tüy dökme döneminde ömrü billah kalabilir kişi, ya da atlatır, yenilenmiş olarak yaşama döner.. Ama ne olursa olsun, başkalarının gözü önünde yapılamaz bu, çünkü hiç de eğlenceli bir şey değil.. Öyleyse saklanmaktan başka çare yok. İyi ya, öyle olsun.
Sayfa 39 - Ada Yayınları - 1985
Reklam
Teknik, ilimlerin tatbikatı demektir. Ancak gayesi değil, sadece tatbikatı, zira biliyorsunuz ki ilmin gayesi hakikati tanımaktır.
Sayfa 9 - Hareket Yayınları - 1. Baskı (Kasım, 1970) - Kültür ve Teknik
İnkılâpçılar, örflerle kıyafet değiştirmede kurtuluşumuzun sırrını aramak gibi gülünç bir davaya kendilerini kaptırırlarken, muhafazakârlar; eski hayat şekillerine sımsıkı bağlanmada felâh ümidi buldular. Batının şekillerini, gümrüklerden mal çıkarır gibi memleketimize sokanlarla sakalda ve sarıkta keramet bulanlar kıyasıya birbirleriyle çatıştılar. Hâlâ o çatışma devam etmektedir. Her iki tarafın gafil olduğu şey, kendi millî kültürümüzü yuğurmanın lüzumlu oluşudur. Hakikatte, bin yıllık tarihimiz içinde ortaya konulmuş olan Anadolu müslüman Türk kültürünü, örfleri, folkloru, edebiyatı ve güzel sanatlarıyle, tasavvufu ve tarikatlarının felsefesiyle, İslâmî ahlâkıyle bir potada yuğurmak, dâvanın esasını teşkil ediyordu.
Sayfa 7 - Hareket Yayınları - 1. Baskı (Kasım, 1970) - Önsöz
Vakti gelmedi mi, sevgide kendimizi sevgiliden kurtarmanın ve titreyerek katlanmanın: nasıl katlanırsa ok yaya, gerilen fırlayışta kendinden arta birşey olmak için. Kalmak nerede var ki...
Sayfa 154 - İz Yayıncılık - 1997
Kim bilir, aynı kuş muydu ikimizin içinden öten, ayrı ayrı dün akşam?
Sayfa 122 - İz Yayıncılık - 1997
281 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.