Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Devrimle birlikte yaklaşık bir yüzyıldır yaygınlık kazanan Locke'un ve Montesquieu'nün (Kanunların Ruhu; 1748) fikirlerinin etkisiyle yeni bir çağa girilir: kuvvetler ayrılığı devletin örgütlenmesinin altın kuralı olur. Yasama, icra ve yargı ["suçları cezalandıran ya da bireyler arasındaki anlaşmazlıkları yargılayan medeni hukuka bağlı (...) şeylerin icracı gücü"] baskı ve zorbalık tehlikesi karşısında ayrı uygulama alanları olacaklardır. "Bu üç güç de, yasa yapma, alınan resmi kararları icra etme ve bireyler arasındaki anlaşmazlıkları ve suçları yargılama aynı insanın ya da aynı soylular veya halk topluluğunun elinde olsaydı her şey mahvolmuştu." (Kanunların Ruhu, Kitap IX, böl. 6)
Sayfa 75 - DostKitabı okudu
Reklam
Bir çocuğun tahsile heves göstermemesi, dersine dikkat etmemesi başlıca iki sebepten doğar ki bunlardan ilki haylazlık, ikincisi ahmaklıktır. Bir çocukta tahsil kabiliyeti olup da haylazlık ve tembellikten çalışmıyorsa ona tahsil lezzetini tattırmak için çeşitli yöntemlere müracaat olunur. Çoğunlukla bu çalışma da heba olmaz. Fakat bu dikkatsizliğe sebep, ahmaklık yani zihnin tahsile kabiliyeti yoksa o halde çocuğun yaradılıştan gelen bu eksiğini düzeltmek meselesi güçleşir. Bu konuda John Locke der ki: "Böyle dikkat kabiliyetinden yoksunluk bir çocukta görülebilecek noksanlığın en fenasıdır. Çünkü bu noksanlık doğuştan geldiği ve bünyeye ait olduğu için düzeltilmesi zordur."
Sayfa 61
Bir insan bir başkasınca öyle çok incitilir ki kendini ya­ralayan kişiyi ve eylemi tekrar tekrar düşünerek ve zihninde eylemi ve o insanı ayrılmaz biçimde birleştirerek iki ayrı ideyi öyle karar ki onları tek bir ideye dönüştürür; insan üzerinde değil de o insanın verdiği acı ve sıkıntı üzerinde yoğunlaşır; öyle ki, onları ayırt edemez ve her iki şeyden de aynı derecede nefret eder. Sonuç olarak önemsiz ve gereksiz nedenlerden sık sık nef­retler doğar, savaşlar çoğalır ve sürer.
Sayfa 530 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okudu
Hiçbir sonlu sonsuzla oranlanamaz; dolayısıyla tümüyle sonlu olan idelerimiz için de bu geçerlidir. Uzam idemizi de, bölerek azalttığımız kadar, çoğaltır ve dü­şüncelerimizi sonsuz uzaya doğru genişletebiliriz, fakat bir yer­den sonra belirsizliğe düşeriz. Sahip olduğumuz en geniş uzam idelerini birkaç kez katladıktan sonra o uzayın açık seçik idesini yitiririz; tartışmaya ya da düşünmeye kalkıştığımızda belirsiz­lik içinde kayboluruz; çünkü, karışıklığa neden olan kısmından çıkarımlar ve söylemlerde bulunduğumuz karışık ideler bizi hep karmaşaya sürükler.
Sayfa 494 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okudu
Farklı türden insanların farklı mizaç, eğitim, kültür, ilke ya da çıkarları ile bir yerde öv­güye değer düşünülen bir başka yerde ayıplanabilse de özünde çoğu erdem ve erdemsizlik her yerde aynı kalır.
Sayfa 475 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okudu
Reklam
J. Locke
Tanrı, mümkün olan bütün varlıkları bilen sonsuz bilgi sahibi, mümkün olan bütün varlıkları yaratan sonsuz güç sahibi, basit bir varlıktır. Ancak, onun nasıl bildiğini veya nasıl yarattığını insan bilemez. O'nun yaratmasının olduğu kadar bilmesinin de yolları insana kapalıdır. Eğer böyle olmamış olsaydı, onun Tanrı olduğu ya da bilme bakımından insandan mükemmel olduğuna hükmedilemezdi.
Sayfa 130Kitabı okudu
Ben, hangi tözden oluşursa oluşsun, acı ve hazzın bilin­cinde olan ve mutluluk ya da mutsuzluk kapasitesi taşıyan, do­layısıyla bilincin uzamınca sorumlu olan, bilinçli düşünen şey­dir.
Sayfa 456 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okudu
..bir insanın algıladığını algılamaksızın algılaması imkânsızdır. Bir şeyi gördüğümüz, işittiğimiz, kokladığımız, tattığımız, hissettiğimiz, derin düşündüğümüz ya da istediğimiz zaman tüm bu yaptıklarımızın ayırdındayızdır. Bu durumda ki­şilik şimdiki dış duyum ve algılara ilişkindir ve herkes bununla kendini ben diye adlandırdığı şey olarak görür..
Sayfa 447 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okudu
İyi insan doğru yönde ise sonsuz mutluluğu hakeder; yanılgıya düşerse de, mutsuz olmaz. Diğer yandan gü­nahkâr insan doğru yolda olsa da mutlu değildir; yanılgıya düş­tüğünde de sonsuz mutsuzluğa kapılır.
Sayfa 362 - Öteki Yayınları / Çev.Meral Delikara TopçuKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.