Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

John Locke

John LockeHoşgörü Üstüne Bir Mektup yazarı
Yazar
8.0/10
229 Kişi
1.340
Okunma
380
Beğeni
21,8bin
Görüntülenme

Hakkında

John Locke (29 Ağustos 1632 – 28 Ekim 1704), İngiliz klasik liberalizm düşüncesinin öncüsü İngiliz filozof. Meşruti demokrasinin temel fikirlerini tutarlı bir şekilde toparlayabilen ilk yazardır. 17. yüzyılın en önemli düşünürlerinden biridir. Düşünce özgürlüğünü, insan eylemlerini akla göre düzenlemek anlayışını en geniş ölçüde yayan ilk düşünür olduğu için Avrupa'daki aydınlanma ve Akıl Çağı'nın gerçek kurucusu olarak kabul edilir. John Locke'a göre insan zihni doğuştan boş bir levhadır (tabula rasa). Daha sonra bu zihin deneyimle (tecrübe) birlikte dolar. John Locke, Bristol yakınlarında, Wrington'da doğdu. Kumaş ticareti ile uğraşan bir aileden gelmektedir. Babası ticaretle uğraşmak yerine noterliği tercih etmiştir, ibadetle sadelik isteyen Püriten mezhebinin koyu bir taraftarıydı. Locke'un daha sonra öne sürdüğü öğrenim kuramlarında babasının büyük etkisi sezilir. Locke yükseköğrenimini Oxford Üniversitesi'nde yaptı, en çok tabiat bilimleriyle tıp okudu. Hayata atıldıktan sonra hem yazar, hem de siyaset adamı olarak çalıştı. Önce Brendenburg Dükalığı'nda İngiliz elçiliği katibi olarak bulundu. İngiltere'ye döndükten sonra da 8 yıl Shaftsbury adında bir İngiliz aristokratının yanında özel hekimlik yaptı. 1683'te Shaftsbury'nin Hollanda'ya kaçmak zorunda kalması üzerine Locke da İngiltere'den ayrıldı. Ancak 1689'da İkinci İngiliz Devrimi Başarı kazanınca İngiltere'ye dönebildi. Ancak daha sonra tekrar Fransa'ya iltica etmek zorunda kaldı. Locke, bütün eserlerinde gelenek ve otoritenin her çeşidinden kurtulmak gerektiğini, insan hayatına ancak aklın kılavuzluk edebileceğini ileri sürer. Bu düşünceleriyle Liberalizm'in, tabii bir din anlayışının, Rasyonel Pedagoji'nin öncüsü olmuştur. Mutlakiyet yönetimlerini ilk sarsan kişi olarak tarihe geçmiştir, mutlakiyet yönetimine açtığı sarsıntılar sonucunda zamanla derin yarıklar oluşmuştur ve üç büyük devrimin temelleri oluşmuştur. İngiliz, Amerikan ve Fransız devrimlerinin temelini oluşturan filozof olarak akıllara yer etmiştir. Doğal hukuk doktrinini savunanlardan biridir (Diğerleri: Jean Jacques Rousseau ve Thomas Hobbes). Locke için dünya ile ilişiği kesmek ve deneyim sayesinde kişi bir şeyler öğrenebilir. İnsan sezgisel herhangi bir bilgiye sahip değildir. Dünyevi, deneye dayanan ve sistemli bir düşünce biçimini benimsemiştir. Dini dogmaların bu düşünce sisteminde yeri yoktur. İnsanın bu noktada görevi onun içinde yaşadığı dünya ile sınırlıdır. Sadece insanda bulunan kendini sevme duygusu ve aklın işleyişi ahlakın doğuşunu beraberinde getirmiştir. kabul etme bu felsefi temellerle vardır. Bir yönetici, otoritesini yönettiği insanların rızasına borçludur. Hükûmetler niçin vardır? Bu sorunun cevabı Locke'a göre doğa durumu ile açıklanabilir. Doğa durumu, yeryüzünde hiçbir siyasi topluluğun olmadığı bir duruma karşılık gelmektedir. Üstünlüklerin ve karışıklıkların artması yaşamı olumsuz etkiler ve insanlar bir araya gelerek siyasi toplulukları oluştururlar. Hükümdarlara ve güçlü siyasi yöneticilere bu durumda itibar edilir. İtimat bu noktada önemlidir. Yöneticinin otoritesi mutlak değildir ve karşılıklı itimat ile toplumsal sözleşme oluşturulmuştur. İktidar, kaynağını buna ve bu sürece borçludur. İnsanın hürriyeti ulusun kabullenişi ile kurulmuştur. Yasalarla, bu güven kayıt altına alınır. Bu benimseme aynı zamanda bu güvene ihanet eden yöneticiyi görevden uzaklaştırma hakkını da içerir. İnsan hakları Locke'a göre yaşam, hürriyet ve mülkiyet olarak özetlenebilir. Bu hakların uygulanması, korunması hem yasalarla hem de kurumlarla sağlanır. Bağımsız bir yargı sistemi de bunların tümünü kapsar. Hürriyet ile ilgili olarak ise, bir insanın özgürlüğü, başka bir insanın özgürlüğüne zarar gelebilecek noktada sona erer. Siyasi bir toplumsa özgürlük yasaların hükmüne bağlıdır. Mutlak değil, sınırları çizilmiş bir özgürlüktür. İlk kitaplarını siyasi nedenlerden ötürü isimsiz yayınlamış ve hiçbir zaman bu eserlerin kendisine ait olduğunu kabul etmemiştir. Descartes'tan etkilenmesine rağmen ona hiçbir zaman benzememiş; zihnin özünün düşünme ve maddenin özünün yer kaplama olduğu biçimindeki iki temel ilkesine karşı çıkmıştır. Gassendi'nin görüşleri ile Deneme'nin birçok bölümü arasındaki benzerlikler salt rastlantı olamayacak kadar büyüktür, öyle ki Leibniz, Locke için Gassendici demiştir. İnsan zihninin başlangıçta bir Tabula Rasa oluşu, Locke'taki "bütün niteliklerden yoksun ak kâğıt" ya da "boş oda" önermelerinin aynıdır. John Locke'un Yönetim Sistemi anlayışı Yargılama ve cezalandırma hakkını kendi iradesiyle yargıçlara yani yargı erkine bırakan toplum üyeleri, uygulanacak olan yasaların hazırlanması ve yürürlüğe konması görevini de bir başka güce; parlamentoya vermiştir. Ancak bu da yeterli değildir, bir de yürütme erkine ihtiyaç vardır; yasamanın koyduğu pozitif yasaları uygulayacak, ayrıca anlaşmaları yapacak, savaşa, barışa karar verecektir. Locke'un toplumsal sözleşme hakkındaki görüşleri birçok konuda Thomas Hobbes'unkilere benziyor olsa da aslında farklılıkları çoktur. Locke'un var saydığı toplum sözleşmesi, Hobbes'unkinden çok farklıdır. Locke'a göre doğa durumunda mülkiyet hakkı yeterince korunmuyordur. Bunun üzerine toplumsal sözleşmeyle devlet kurulacaktır. Locke, insanların doğa durumundan gelen hakları olduğunu ve hiçbir imparatorun bu hakları kaldırmaması gerektiğini savunur. Doğa durumunda insanlar tam bir özgürlük içinde yaşamaktadırlar. Aynı zamanda da eşitlik hakimdir. Çünkü doğa durumunda kimse bir diğerinin iktidarı halinde bulunmaz. Locke'un benimsediği mülkiyet kuramı bugün de varlığın sürdürmektedir. Locke'un amacı "Mülkiyet eşitsizliğini nasıl açıklayabilirim?" olmuştur. Bunu kısaca şu şekilde yapmaktadır; "Mülkiyet sahibi Tanrıdır. Bir şeyin mülkiyetini kazanabilmek için emek vermek gerekmektedir. Emek vermediğim bir şeyin mülkiyeti bende olamaz." Bunun için bir takım kurallar olduğunu söyler. Biriktirme yasağı ve herkesin ihtiyacını bırakma zorunluluğu bu bahsi geçen kurallardır. Bu kurallar paranın icadına kadar geçerli olmuştur. Sonra ise emek, satın alınmaya başlanmıştır. Locke'a göre mülkiyetin kaynağı her zaman "emek" olmuştur. Locke, devlet iktidarını sınırlandırmanın bir yolu olarak kuvvetler ayrılığını görmektedir. Locke, devlet içerisinde yasama, yürütme ve konfederatif güç ismini verdiği üç ana gücün varlığından söz eder. Yasama gücünün kanunları yaptığını, yürütme gücünün bu kanunları uyguladığını, konfederatif gücün ise diğer devletlerle olan ilişkileri sağladığını söyler. Üstün olanın yasama gücü olduğunu, diğer iki gücün de ona tabi olduğunu vurgular.
Unvan:
İngiliz Filozof
Doğum:
Wrington, Birleşik Krallık, 29 Ağustos 1632
Ölüm:
High Laver, Birleşik Krallık, 28 Ekim 1704

Okurlar

380 okur beğendi.
1.340 okur okudu.
51 okur okuyor.
1.726 okur okuyacak.
27 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
''Kaynağı kendi zehirleyen ebeveynler suyun neden acı olduğunu merak ediyor.''
Akıcı konuşmanın akılla alakalı ve çok konuşanların çok bilgili olduğunu düşünen birisi de muhtemelen çok zeki değildir.
Sayfa 111 - Tefrika Yayınları
Reklam
"Kısacası, iyi niyet ve şefkat iddiası ne kadar büyük olursa olsun, insanlar isteseler de istemeseler de kurtulmaya zorlanamazlar."
Devlet, bireyin inandığı gibi yaşamasına müdahale edemez; müdahale edilmesine de müsamaha gösteremez.
Sayfa 19 - Liberte Yayınları, Çevirmen: Melih Yürüşen
''Zihninde olup bitenleri duyan biri algılamanın ayırdına varabilir.''
Kitap önerileri içeren bilinçlendirici okuma rehberleri
Alıntılarla Yaşıyorum adlı YouTube kitap kanalımda bütün kitaplarını okuduğum yazarlar için detaylı okuma rehberleri paylaşıyorum. Daha çok arkadaşın bu bilgilerden faydalanabilmesi için paylaşabilirsiniz. ⬇️⬇️ İlk romanım
Kimlink
Kimlink
'i edinmek isterseniz:
TÜM FİLOZFLAR VE ESERLERİ (KRONOLOJİK SIRALAMA)
taslak 008 Pre-Sokratik Döneme Ait Eserler 1-Thales (625-545 MÖ) 2- Anaksimandros ( 610-546 MÖ) 3-Anaksimenes
Fragmanlar
Fragmanlar
Reklam
Tuhaf, biz insanlar bukalemun gibiyiz. Ahlaki değerlerimizin rengini, çevremizdekilerinkine bakarak seçiyoruz.
John Locke
John Locke

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
128 syf.
·
Puan vermedi
1632 İngiltere doğumlu john locke ‘a ait bu eser Aydınlanma çağı felsefesi üzerine etkisi ile daha çok tanınmakta. Kitap Düşünceler ve Kelimeler ile iki ana başlıktan oluşmakta. Birinci bölümde daha ziyade düşünme,duyumsama ve bilinç üzerineki konulara değinilmiş. Bu bölümü çok sevdiğim söylenemez. İfadelerin bir çoğu genel bir tekrar gibi geldi çoğu yerde bana. İkinci bölümü yani Kelimelerin Suistimali kısmını daha çok beğendim. Zira yazarın yaşamının ve düşüncelerinin ifadesi üzerinden birkaç yüzyıl geçmesine rağmen güncelliğini koruyan saptamaları mevcut. Bu ilgimi daha çok çekti diyebilirim. Burda ise bilhassa kişiler arası tartışma anlarında veya çeşitli bilimsel,sosyolojik ortamlarda kullanılan kelimelerin asıl anlamlarından insanların uzaklaştıklarını hatta ve hatta bunları bilinçsiz bir şekilde kullandıklarından ötürü çatışmalara neden olduğunu çeşitli örneklerle ifade etmekte. Türkçe sorularındaki ‘bu ifadeyle aşağıdakilerden hangisi kesinlikle çıkarılamaz, hangisi kesinlikle doğrudur’ sorularını aklıma getirdi :) diyebilirim . Zira yazarın da ifadesiyle kelimelerin asıl anlamını suistimal edip kendi çıkarları uğruna kullanan art niyetli kişilerin buna menfii olarak mana yükleyip karşındakini inandırması da pek ala mümkün. Keyifli okumalar
Kelimelerin Suistimali
Kelimelerin SuistimaliJohn Locke · Tefrika Yayınları · 2017156 okunma
83 syf.
·
Puan vermedi
Hoşgörü, dünya üzerinde yaşayan tüm toplumlar olarak kavgasız, gürültüsüz yaşayabilmemizin en temel şartıdır. Bunun için aynı dilden, aynı dinden, aynı ırktan, aynı cinsten olmamız da gerekmez. Hatta bunlar aynı olmadığı zaman hoşgörüye daha muhtaç bir hale geldiğimiz de yeryüzünde denk geldiğimiz olaylar sebebiyle su götürmez bir
Hoşgörü Üstüne Bir Mektup
Hoşgörü Üstüne Bir MektupJohn Locke · Liberte Yayınları · 2012393 okunma
254 syf.
·
Puan vermedi
Çocukluğumuz ömrümüzün bir daha geri gelmeyecek mutlu günleridir. Bu çağdaki anılarımızı sever, onları tatlı bir şekilde anarız. Bu dönemdeki anılar, bugünümüz için daima ruhumuza tazelik verir ve bizi şevklendirir. Bir çocuğun mutlu bir yetişkinliğe evrilebilmesi için de ebeveynler olarak çocuğumuza doğru eğitimi vermek, hem çocuğumuza, hem de
Eğitim Üzerine Düşünceler
Eğitim Üzerine DüşüncelerJohn Locke · Morpa Yayınevi · 2005125 okunma