Aynı zamanda hem sevip hem aşağıladığı insanların çocuksu ya da hayvansı bir yaşam sürdüğünü görüyordu. Çalışıp didindiğini görüyordu onların; karşılığında ödedikleri ücrete hiç de değmeyecek nesneler uğrunda, para pul, küçük hazlar, küçük payeler uğrunda acı çektiklerini, saçlarını ağarttıklarını görüyor, birbirlerine veriştirip hakaretler yağdırdıklarını, bir Samana'nın gülüp geçtiği ıstıraplardan dolayı ah vah ettiklerini, bir Samana'nın hiç duyumsamadığı yokluk ve yoksunluklardan etkilendiklerini görüyordu.
Madem öğrenmeye yatkın birisin, şunu da öğren o zaman: Sevgi avuç açıp dilenilebilir, para pulla satın alınabilir, armağan olarak sunulabilir sana, sokakta bulunabilir ama haydutlukla ele geçirilemez.
Bütün bunlar öteden beri vardı; ama Siddhartha görmemişti; eskiden bir başka yerdeydi. Şimdiyse yanlarındaydı hepsinin, onlardan biriydi. Gözlerine ışık ve gölgeler, kalbine ay ve yıldızlar doluyordu.