O Almanya'dan gelen afili çikolataydı, bense mahalle arasında Kartal araba arkasında kilo ile satılan ucuz bisküviydim. O Galatasaray'ın resmi takım formasıydı, ben okulun naylon eşofman takımıydım. O atari salonundaki büyük atari makinesiydi, ben televizyona bağlanan ve içinde 9.999.999 oyun olduğu iddia edilen, ama taş çatlasa 20 oyunlu karakutuydum. O Tsubasa ise, ben onun tüm gücüyle vurduğu kaleciye doğru karpuz şeklini alarak giden futbol topu bile değildim.