Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Her şey gelip geçer, her şeyin bir sonu vardır.
GAZZE...
Çocukluğunu yaşamayan çocuklardır, ihtiyarlığını yaşamayan ihtiyarlardır, arzuları olmayan kadınlardır Gazze.
Sayfa 121Kitabı okudu
Reklam
-Niye sessiz ölmüyorsun? -Çünkü sessiz ölüm alçak bir hayat demektir. -Çığlık gibi ölüm nasıl olur? -Bir dava için olanı.
Sayfa 128Kitabı okudu
-Savaşmaktan başka bir çaremiz yok. Başka bir çıkar yolumuz yok. Savaşmadan ölüme teslim olmayacağız. Er meydanında ölmek, evinde oturarak ölmekten daha iyi.
Sayfa 101Kitabı okudu
Hangi durum daha acıdır? Başka bir ülkede mi, kendi ülkende mi sığınmacı olmak?
Reklam
Filistin'den açıkça bahsedemezsin, çünkü bu, düşmanı öfkelendiriyor... Anlıyor musun?
Sayfa 139Kitabı okudu
144 syf.
10/10 puan verdi
Bir davan olsun, yan, tüt, ez, başkaldır, öl o dava için !!!
- Baba, ne yapıyorsun? + Bu gece kalbimi düşürdüm de, onu arıyorum. - Onu burada mı bulacaksın? + Ya nerede bulacağım! Toprağa eğilip onu arıyorum. Kasım ayında Fellah kızları zeytinleri tane tane toplar ya, ben de kalbimi işte öyle tane tane yerden topluyorum. - Ama senin topladığın şey çakıl taşı, baba! + Olsun, bu da hafızayı ve zihni zinde
Gazze İçin Sessizlik
Gazze İçin SessizlikMahmud Derviş · Özgür Yayınları · 200958 okunma
Pis kanınızda boğulun siz! Boğulacaksınız da biiznillah!
Siyonizm kendisi için doğru bulduğu bir şeyi başkaları (Filistin) için gayri meşru ve hatalı olarak görür.
Araplar Filistin’le ‘ben ve o’ ilişkisi içinde yaşamakta­dırlar. Yahudiler ise Filistin’le ‘ben ve sen’ ilişkisi içinde ya­şamaktadırlar.” Bu söz felsefeci Martin Buber’in ağzından çıkmıştır. Dediğine göre, insanın etrafındakilerle ilişkisi iki türlüy­müş. Ya ‘ben ve o’ yaklaşımıyla ya da ‘ben ve sen’ yaklaşı­mıyla. ‘Ben ve o’ yaklaşımı, zaman ve mekâna bağlı olup sebep sonuç kanunlarına tabiymiş. Bu ilişkide özgürlük değil, zorunluluk ortaya çıkarmış. ‘Ben ve sen’ ilişkisi ise zaman ve mekândan bağımsız olup, burada zorunluluk değil özgürlük ortaya çıkarmış. Buna göre ‘ben ve o’ ilişki­sinde insanın varlığı hakiki bir esasa dayanmamaktay­mış.
Sayfa 40
Reklam
— Baba, ne yapıyorsun? — Bu gece kalbim düştü de, onu arıyorum. — Onu burada mı bulacaksın? — Ya nerede bulacağım! Toprağa eğilip onu tane tane topluyorum, haziran ayında fellah kızları zeytinleri tane tane topluyor ya, ben de kalbimi işte öyle tane tane yerden topluyorum. — Ama senin topladığın şey çakıl taşı, baba! — Olsun, hafızayı ve zihni zinde tutar bu. Kim bilir? Belki de şu çakıl taşları kalbimin taş olmuş halidir. Değil­se de belki alışmışımdır kaybolmama sebep olan kayıp şeyleri aramaya. Başkaldırımın kanıtı arayışa çıkmamın ta kendisidir. Kayıplara karışmaya karşı koymamdır. Bu arayışın başka bir anlamı ise: Kaybettiğimi bulamadıkça ben de kayıbım demektir.
Sayfa 7
Tekrar soralım, Filistinliler sahiden toprak sattı mı
Filistinliler söyler. Ölüm boşuna olmadıkça şehit olunmaz. Bazılarının dediği gibi Deyr Yasin bir Arap propagandası değildi. Silahsız bir halktan ölümü beklemek, vatan mefhumu için sağlıklı bir tanımlama değil. Buna ne savaş denir, ne de mücadele; bu bir kıyımdan başka bir şey değil. Şimdi Filistinlileri vatanlarını sattı diye suçlayanlar, o zaman orada kalmayı ihanet, savaşı eğlence, göçü de gezinti sayıyorlardı
hüzün ve saflık zaten hiç eksik olmuyor bende...
-Bir daha ne zaman buluşacağız? -Hep yaptığın gibi, yüreğimin içine sığmayıp da dışarı çıkıp karşımda oturduğun zaman. Senden ricam fazla karşıma çıkmaman, çünkü hüzün ve saflık zaten hiç eksik olmuyor bende.
Senelerdir içinde taşıyordun şimdi sel gibi boşalan bu gözyaşlarını. Ah annem! Ben hâlâ küçücük bir çocuğum. Dertlerini alıp koşarak onun yanına gitmek istiyorsun. Hepsini ağlayarak kucağına bırakmak istiyorsun.
554 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.