Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İsrailli bir yazar, Arapların kendileriyle hesaplaşmayıp, suçluluk duymamalarına şaşıyor! Bu şaşkınlık da as­lında zalimin kendisiyle mazlumu arasında bir eşitlik kurmak istediğini gösteriyor. İkisi de oturup düştükleri acınacak hal için beraberce kederlensinler istiyor. Vatanı­nı daha yeni kazanan ama bunu bir türlü zulmetmeden yapamayan Yahudinin hali ve elinden vatanını alanlardan adil bir muamele bekleyen yenik Arap nasıl aynı kefeye konulur? Arap neden kendisiyle hesaplaşsın ki? Nasıl suç­luluk duygusuna kapılsın ki? Eğer bir suçluluk duygusu varsa, o da ancak kendine ve vatanına karşıdır, onu hezi­mete uğratan, vatanını ve bütün zihnini işgal edene karşı değil.
Sayfa 44 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:44 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Şehrim şimdi bavullarımda olsaydı giderdim. Beni gören, bana düşmanca yaklaşıp beni öldürdü, çünkü şehrim o kadar güzel ki. Henüz doğmamış bir sevgiliye benziyor şehrim. Akşamlar hep usul usul turuncuya boyanır orada.
Reklam
Siyonist bu sebepten dolayı öldürmekten zevk duyar: “Ya katil ya maktul olurum.” Kendine bıraktığı seçim ola­nakları bu kadar kısıtlıdır çünkü.
Böyle uyur dünya... Böyle uyanır... Ve böyle unutur beni. Beni sadece iki durumda hatırlar: Ölmeyi denediğim zaman ve hayatı denediğim zaman. Bir çeyrek asırdır ölüyüm ben oysa.
Bir insan, çocukluğunu yok etmeye kalktığında intihar ediyor demektir.
İsrail devletinin kendi halkına sürekli olarak soykırı mi hatırlatması çok çirkin bir suistimaldir. Çünkü halkı soykırım anılarıyla kışkırtmanın siyasi hedefi, intikam duygusunu onların içine aşılamaktır... Ama asl katillerin den değil, başka bir suçsuzdan... Filistin halkından.
Reklam
İsrail devletinin kendi halkına sürekli olarak soykırımı hatırlatması çok çirkin bir suistimaldir. Çünkü halkı soykırım anılarıyla kışkırtmanın siyasi hedefi, intikam duygusunu onların içine aşılamaktır... Ama asıl katillerinden değil, başka bir suçsuzdan... Filistin halkından. Utanma nedir bilmeyen Siyonistler, altı milyon Yahudinin -doğru sayı buysa eğer- ölümünün onlara bir vatan bağışladığını düşünüyorlar.
"Kimliğimize ve haklarımıza daha yakın olabilmek için bu yolu seçmiştik. Bu kimliğimdir işte. Hem kimliğime çok yakın hissediyorum kendimi hem de en kötü şekilde yabancıyım kendime. Ne kadar kötü olsa da burada, vatanımda yaşadığım gurbet olumlu bir şeydir, çünkü sebebi benim irademin dışındadır ve en önemlisi ayaklarım bu topraklara basmaktadır."
Fellahlara ölümleri halinde bütün mesuliyetin kendilerine ait olduğunu belirten beyanlar imzalattırıyor­lardı. İsrail devletinin manevra ve tatbikat için kullandı­ğı topraklarda çok sayıda mayın kalmıştı, bunun üzerine basıp ölmek veya sakat kalmak sadece kuru bir ihtimal değildi. Bundan dolayı devlet fellahların üzerine yıkmak istedi muhtemel ölümlerinin sorumluluğunu. Fellahlar ise ölüm ve mayınları değil, yaşamayı ve ağza gidecek lok­mayı düşünüyorlardı. Ve gerçekten de aralarından ölenler öldü, sağ kalanlar sağ kaldı. Devlet zaten ikisinden de, hem ölülerden hem sağ olanlardan umudunu kesmişti. Umurunda değildi; onun tek derdi toprağı ele geçirmek.
Sayfa 62 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:62-63 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
556 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.